Bağlaçlar

Tek başına anlamı olmayan, anlamca birbiriyle ilgili cümleleri veya cümlede görevdeş sözcük ve söz öbeklerini bağlamaya yarayan kelimelere bağlaç denir..

Özellikleri
BAĞLAÇ ÇEŞİTLERİ
a. Sıralama Bağlaçları
“ve”
“ile, -lE”
b. Eşdeğerlik Bağlaçları
“ya da, veya, yahut, veyahut”
c. Karşılaştırma Bağlaçları
“ya....ya”
“hem.....hem (de)”
“ne......ne (de)”
“dE....dE, gerek......gerek, olsun.....olsun, kâh......kâh, ha......ha”
d. Karşıtlık Bağlaçları
“ama, fakat, lâkin, yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki”
“hiç olmazsa” ve “hiç değilse”
“oysa, oysaki, hâlbuki”
e. Gerekçe Bağlaçları
“çünkü”
“madem(ki)”
“zira”
“yoksa”
“nasıl ki”
“değil mi ki”
f. Özetleme Bağlaçları
“kısacası, demek ki, açıkçası, öyleyse, yani, özetle, o hâlde, anlaşılıyor ki”
g. Pekiştirme Bağlaçları
“bile, dE, hem de, dahi, üstelik, hatta, ayrıca, bundan başka”
h. “de, ki, ise” bağlaçları
“dE”
“ki”
“ise”
YAPI BAKIMINDAN BAĞLAÇLAR
1. Basit Bağlaçlar
2. Türemiş Bağlaçlar
3. Birleşik Bağlaçlar
4. Öbekleşmiş Bağlaçlar


açıkçası
ama
ancak
bile
çünkü
dahi
dE
dE.....dE
demek ki
fakat
gene
gerek...gerek(se)
ha........ha
hâlbuki
hatta
hele
hem
hem de
hem.....hem (de)
ile
ise
ister.....ister(se)
kâh..........kâh
kısacası
ki
lâkin
madem(ki)
nasıl ki
ne var ki
ne yazık ki
ne......ne (de)
nitekim
oysa
oysaki
öyle ki
öyleyse
üstelik
ve
veya
veyahut
ya da
ya....ya (da)
yahut
yalnız
yeter ki
yine
yoksa
zira

]Edatlardan farkı, zaten var olan anlam ilgilerine dayanarak bağ kurmasıdır. Edatlar ise yeni anlam ilgileri  kurarlar.

]Bağlaçların yerine noktalama işaretleri kullanılabilir.

]Bağlaçlar cümleden çıkarılınca anlam bozulmaz, ama daralabilir. Bağlaçlar (ile hariç) önceki ve sonraki kelimeden ayrı yazılır. Bitişik yazılanlar bağlaç değil, ektir.

Eve gittim, fakat onu bulamadım.     (bağlaç)
Konuşmak üzere ayağa kalktı.           (edat)
Sözlüden yine zayıf almış.                  (zarf)
Ben de seninle geleceğim.                  (bağlaç)
Evde rahat çalışamadı.                      (çekim eki)
Sözde Ermeni soy kırımı                    (yapım eki)
Sen ki hep çalışmamı isterdin...         (bağlaç)
Seninki de lâf işte...                            (çekim eki)
Evdeki hesap                                      (yapım eki)

Cümleleri, anlam ve görev bakımından benzer veya aynı olan kelimeleri, sözleri ve öğeleri birbirine bağlar.

Duygu ve düşünce bir olmalıdır.                               özneleri
Köyünü, yaşlı dedesini ve ninesini özlemişti. nesneleri
Şiir ve roman okuma alışkanlığı edinin.                    nesneleri
Bana baktı ve güldü.                                                 cümleleri
Anlatılanları dinliyor ve çocuğa hak veriyordu.        cümleleri
Aylarca ve yıllarca sustu.                                          benzer kelimeleri
Binlerce yerli ve yabancı turist geldi.            sıfatları

]“ve” bağlacı yerine virgül veya “-İp”, “-ErEk” zarf-fiil ekleri de kullanılabilir:

Masaya yaklaştı ve kitabı aldı.
Masaya yaklaştı, kitabı aldı.
Masaya yaklaşıp kitabı aldı.
Masaya yaklaşarak kitabı aldı.

Not: “ve” bağlacından önce noktalama işareti kullanılmaz, bu bağlaçla cümle başlamaz. Çağdaş şiirde söze etki ve çekicilik katmak için kullanılmaktadır, ama doğru değildir.
“ve” bağlacı yerine & işaretini kullanmak son derece yozlaştırıcıdır.
“ve” ile görevleri aynı olmasına rağmen her zaman birbirinin yerine kullanılamazlar. “ile”nin kullanım alanı daha dardır.
“ile” cümleleri birbirine bağlamaz; sadece aynı görevdeki kelimeleri bağlar.

Duygu ile düşünce bir olmalıdır.                  
Yaşlı dedesi ile ninesini özlemişti.                 
Edebiyatımızda en çok eser verilen türler şiir ileromandır 

Not: Edat olarak kullanılan ve zarf yapan “ile”den farklıdır.

Mehmet ile Ali sinemaya gittiler.       (bağlaç)
Mehmet, Ali’yle sinemaya gitti.          (edat)
Mehmet heyecanla yerinden kalktı.    (edat)

Aynı değerde olup da birinin tercih edilmesi gereken iki seçenek arasında kullanılırlar.

Biriniz gideceksiniz: Sen ya da kardeşin.
Bisiklet veya motosiklet alacağım.
Sen, ben veya başkası...
Sen olmasan yahut (veyahut) seni görmesem dayanamam.

İki seçenek sunulduğunda kullanılır.
Bunlar birbirinin zıttı olabilir
Biri yapılmadığında diğerinin yapılması gerekebilir.

Ya beni de götür ya sen de gitme.
Ya gel ya gelme.
Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin
Her ikisi de geçerli olan iki durumu anlatır. Bunlar zıt da olabilir, eşdeğer da.

Hem çalışmıyor hem (de) yakınıyorsun.                   
Hem kitap okuyor hem de müzik dinliyor.                 Aynı anda


]Aynı görevdeki kelimeleri, kelime gruplarını ve öğeleri birbirine bağlar.

Ne şiş yansın ne kebap.                                 özneleri
Gönül ne kahve ister ne kahvehane.              nesneleri
Ne İzmir’e gitmiş ve Bursa’ya.                      dolaylı tümleçleri

]Cümleleri de birbirine bağlar:

Üç yıldır ne bir telefon açtı, ne de bir mektup yazdı.
Onu ne gördüm ne de tanıdım.
Ne aradı ne (de) sordu.
Ne kızı verir, ne de dünürü küstürür.

Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur.

]Cümleleri -yapı bakımından olumlu oldukları hâlde- olumsuz yapar. Yüklem olumlu durumdadır.

Ne kendi rahatsız oldu ne de halkı huzursuz etti. (kendisi rahatsız olmadı, halkı da huzursuz etmedi)

Yüklem olumsuz çekimlenirse anlatım bozukluğu meydana gelir.

Ne çay ne kahve içmedi.→ “Ne çay içti ne kahve” olmalıydı.

]Zıt anlamlı iki sıfatla birlikte kullanılarak onların arasında bir durum ifade eder.

Dışarıdaki hava ne soğuk ne sıcak.
Yaptığı işe ne kolay ne de zor denebilir.

Not: “Ne zor, ne acı günler yaşadık” örneğinde “ne zor” ve “ne acı” sözleri ayrı ayrı da (biri olmadan) kullanılabileceği için buradaki “ne”ler bağlaç oluşturmaz.


Öğeleri ya da cümleleri birbirine bağlarlar.

Öğretmeni de arkadaşları da onu çok merak ettiler.  özneleri bağlamış.
Annesini de babasına da özlemişti.                nesneleri bağlamış.
Tatil boyunca dinlenmiş de gezmiş de.          yüklemleri bağlamış.
İzmir’e de Aydın’a da uğrayacağız.              dolaylı tümleçleri
Fizikten de anlamam kimyadan da.
Gerek sen gerek(se) o, güzel çalıştınız.
Gerek baba gerek anne tarafından bir akrabalıkları yok.
Ali olsun, Ahmet olsun, ikisi de çalışkan ve zekîdirler.
Kâh yıkılıyor, kâh kalkıyor, ama yılmıyor.
Ha Ali ha Veli, ne fark eder?

“ama, fakat, lâkin” aynı anlamlı bağlaçlardır. “yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki” de bunlara yakın bağlaçlardır.

]“ama, fakat, lâkin, yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki” bağlaçları, aralarında zıtlık bulunan iki ayrı ifadeyi, cümleyi birbirine bağlar.

Çok tembeldi, ama başarılı oldu.
Yemek az, ama doyurucu.
Yerinde ve zamanında konuşmaya dikkat ediyorum, ama bazen yanlış anlaşılıyorum.
Hızlı yürüdü, ancak yetişemedi.
Bu işe başlıyorum, ancak bugün bitiremem.
Hava nemliydi, fakat yağmur yağmıyordu.
Altmış yaşında, kır saçlı; fakat dinç bir adam bağırdı.
Bunları götür, yalnız diğerlerini getirmeyi unutma.

Not: Bir cümle bu bağlaçlardan biriyle başlayabilir. Bu durumda bu bağlaçlar iki bağımsız cümleyi birbirine bağlamış olur..

... Ne var ki sanatçıyı bu yüzden eleştirmek doğru olmaz.

]“ne yazık ki” bağlacı çok kötü ve acı sonları bildirir.

İnsanlara hep vefa gösterdi; ne yazık ki kendisi onlardan vefa görmedi.

]“ne var ki” bağlacı çaresizlik ifade eder.

En yüce duyguların tohumları ekildi; ne var ki dünya, insanları kendisine benzetmişti.

]“ama, fakat, lâkin, yalnız, ancak”, neden, şart, uyarma bildirir

Arkadaşının kalbini kırdı, ama çok pişman oldu.
Bizimle gelmene izin veririz, ama yolda fazla soru sormayacaksın.

]Sadece “ama” bağlacı pekiştirme anlamı katar.

Güzel, ama çok güzel eserler bırakmış atalarımız.

]Yine sadece “ama”, cümle sonunda, dikkat çekmek için kullanılır.

Bak kızarım ama!
Böyle söylersen darılırım ama!
Çarşıdan elimiz boş döndük. Hiç olmazsa iki kaset alsaydık.

Aralarında zıtlık, aykırılık bulunan iki cümleyi “tersine olarak, -dİğİ hâlde” anlamlarıyla birbirine bağlar.

Onu özledim, oysa gideli çok olmadı.
Gelemeyeceğini söyledi, hâlbuki vakti vardı.

Not: Bu bağlaçlar anlam bakımından zıt olmayan cümleler arasında kullanılırsa anlatım bozukluğuna yol açar.

Her zaman birinciydi, oysa çok çalışırdı. (anlatım bozuk)



“Şundan dolayı, şu sebeple” anlamlarına gelir.
Neden bildirir.
Eve gittim, çünkü babam çağırmıştı.
Otobüse yetişemedik; çünkü evden geç çıkmıştık.

Madem gelecektin, haber verseydin.

“çünkü” anlamında kullanılır.
Allah'a sığın şahs-ı halîmin gazabından
Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir

Ver diyorum, yoksa yersin dayağı.

Acele etmez, ağırdan alır; nasıl ki bu akşam ağırdan alıyor.
... Kısacası kendimizi toparlamalıyız.
... Demek ki ülkemiz bunlardan dolayı gelişmiyor.
... Açıkçası bu işi istemiyorum.
... Öyleyse gidelim arkadaşlar.

Bu bağlaçlardan bazıları bazı durumlarda birbirlerinin yerine kullanılabilirler.

]“bile” kullanılan bir cümle daha önce kullanılmış bir cümlenin ya devamıdır ya da devamı gibi görünür.

Bunu sen bile başarabilirsin.
Bağırsan bile duymaz.
Tembel adam, olur, demiş. Demiş ama yerinden bilekalkmamış.
Hatta parasını bile ödemişti. / Hatta parasını ödemişti bile.
Çölde suyun bir damlası bile değerlidir.

]“bile” yerine “de” veya “dahi” de kullanılabilir.

Bunu sen de başarabilirsin.
Bağırsan da duymaz.
Tembel adam, olur, demiş. Demiş ama yerinden dahikalkmamış.
Hatta parasını dahi ödemişti. / Hatta parasını ödemişti dahi.
Çölde suyun bir damlası dahi değerlidir.

]“hatta, hem de, ayrıca, üstelik”

Belle, kazmayla, hatta elleriyle kazıdılar.
Gördüm, hatta konuştum da.
Konuşmuyor; üstelik gülmüyor da.
Çalışıyor, hem de sabahtan akşama kadar.

]Her zaman kendinden önceki kelimeden ayrı ve de, da şeklinde yazılır; bitiştirilmez, te, ta şeklinde yazılmaz.  “ya” ile birlikte kullanıldığında da ayrı yazılır: “ya da”
Kelimenin son hecesine kalınlık-incelik bakımından uyar.

]Genellikle “dahi, bile, üstelik, hatta” bağlaçlarıyla özdeştir.

Bu soruyu Ali de bildi                        dahi, bile
Artık gönlümü alsa da önemi yok.     dahi, bile

]Cümleleri, aynı görevdeki kelimeleri ve sözleri birbirine bağlar ve değişik anlamlar katar:

Sorsan da söylemem                          asla

Erzakını hazırla da pikniğe gidelim. 
Cümleleri bağlamış, burada pikniğe gitmek için erzak hazırlama şartı var.

Biraz müsaade etsen de işime baksam          rica, istek, yalvarma
Büyüyecek de bana bakacak.                        Küçümseme, alay
Çalışıp da kazanacaksın.                               şart
Dün bizi bekletti de gelmedi.                         yakınma
Çalışayım da gör neler yapacağımı.             övünme
Düzenli çalıştı da başarılı oldu.                     için, neden-sonuç
Koşsan da yetişemezsin.                                değişmezlik

Bütün yıl okumamış da şimdi kitap kurdu oluverdi.             
Zıt anlamlı cümleler arasına girmiş.

]Tekrarlanan kelimelerin arasına girerek anlamı güçlendirir:

Ev de ev olsa bari                                          küçümseme
Çalış da çalış...                                              abartma

]“ama” bağlacının yerine kullanılabilir; cümleleri ve öğeleri birbirine bağlayabilir:

Hızlı hızlı koştu da yetişemedi.           cümleleri bağlamış

]Edattan ve zarftan sonra gelerek anlamı pekiştirebilir:

O kadar da soğuk değil.
Böyle davranmanız hiç de iyi olmadı.


Sadece “ki” biçimi vardır.
Kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır.
Türkçe değil, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe cümle yapısına aykırı olarak kullanılır.

]Anlam bakımından birbiriyle ilgili cümleleri birbirine bağlar.

Bir şey biliyor ki konuşuyor.              (sebep-sonuç)
Baktım ki gitmiş.                                (şaşkınlık)
Ancak ne yazık ki böyle olmadı.                   

]Birisinden alıntı yapılacağı zaman kullanılır.

Atatürk diyor ki: ...                             (açıklama)

]Özneyle veya tümleçlerle ilgili açıklama yapılacağı zaman kullanılır. Bazen “ki” ile başlayan bu açıklama iki kısa çizgi arasında verilir.

Ben ki hep sizin için çalıştım.             (pekiştirme)
Siz ki beni tanırsınız, neden böyle düşünüyorsunuz?
O yerden -ki herkes kaçar- sen de kaç.

]”ki” kullanılan bazı cümlelerin “ki”den sonraki kısmı söylenmez.

Sınavı kazanabilir miyim ki...             (kuşku)
Bu adama güvenilmez ki!                  (yakınma)
Acaba çocuğa kızarlar mı ki?            (endişe)

]Tekrar edilen kelimeler arasında kullanılır.

Adam belâ ki ne belâ...

]Abartma anlamı katar.

Bugün öyle yorgunum ki...

]Bu bağlaç birkaç örnekte kalıplaşarak bitişik yazılmaktadır.

Belki, çünkü (burada ünlü uyumuna girmiş), hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki.



Karşılaştırma ilgisi kurar, karşıtlığı güçlendirir.

Yağmur yağıyor, evim ise çok uzakta. (bağlaç)
Adam konuşuyor, çocuksa hep susuyordu. (bağlaç)

Ek-fiilin şart çekimiyle karıştırılabilir.

Çocuk başarılıysa sınıfını geçer. (ek-fiilin şartı)

 Ek almamış (kök hâlindeki) zarflardır. ve, ile, de, fakat, eğer...


Yapım eki almış zarflardır. kısaca, yalnız, üstelik...


Birden fazla kelimeden oluşurlar ve bitişik yazılırlar. yoksa, hâlbuki...


Birden fazla kelimeden oluşur ve ayrı yazılırlar. ya da, ne var ki, hem de...



Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

Color Posts