Omurgalı Hayvanlar
Sayıları böcekler grubundan çok az olmasına rağmen yaklaşık 48000 üyesi olan omurgalılar, sıra dışı yaşam şartlarına böcekler gibi iyi uyum sağlayan bir diğer gruptur. Omurgaya sahip olan bu hayvanlar bu özellikleriyle omurgasız hayvanlardan ayrılır.
Omurga, omur dediğimiz farklı kemiklerin birleşmesinden oluşmuş, vücudun sırt kısmında bulunan ve içindeki sinir şeritlerini korumakla görevli olan yapıdır. Omurganın üst kısmına doğru genişleyen, kıkırdak veya kemik yapıda olan kafatası yapıları beyni kuşatır ve korur. Dış iskelete sahip olan omurgasızların aksine, omurgalıların sahip oldukları iç iskelet canlı dokulardan meydana gelir ve canlı ile birlikte büyür.
Omurgalı hayvanlarda kapalı dolaşım sistemi vardır. Hemoglobin dediğimiz bir yapıya sahip olan kanları ve bu kanın vücutta dolaşmasını sağlayan merkezi bir kalplerinin bulunması da omurgalılar için ayırt edici özelliktir. Sindirim sistemleri gelişmiş ve görevlerine göre özelleşmiş organ ve yapılardan oluşmaktadır. Vücudun sıvı dengesinin sağlanması amacıyla özelleşmiş boşaltım organı olarak bir çift böbreğe sahiptirler.
Omurgalılar; balıklar, iki yaşamlılar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olarak beş grupta incelenir.
a. Balıklar
Bu omurgalı grubunun hepsi sularda yaşar. Dünya üzerinde büyük bir yayılma göstermişlerdir. Okyanuslarda, denizlerde, tatlı sularda, insanların ulaşamayacağı kadar derin sularda ve karanlık sularda yaşayabilen türleri mevcuttur.
Balıkların büyük bir çoğunluğunun sulardaki hareketleri sahip oldukları yüzgeçler sayesinde oldukça hızlıdır.
Etçil, otçul ve hem etçil hem otçul olarak beslenen üyeleri vardır. Ekonomik anlamda en çok değerlendirilen canlı gruplarındandırlar. Akvaryumlarda beslenerek süs amaçlı kullanılmalarının yanında, yüksek besin ve vitamin değerlerine sahiptirler.
Balıklar; çenesiz balıklar, kıkırdaklı balıklar ve kemikli balıklar olmak üzere üç grup altında incelenir.
• Çenesiz balıklar
Çeneleri, yüzgeçleri ve vücut pulları olmayan balık grubudur. Genel görünüşleri yılanlara benzer. Büyük bir kısmı besinlerini süzerek alır. Bir kısmı çamurları süzerek beslenirken, bazıları ise daha büyük balık gruplarına yapışarak besinlerini onlardan emerek elde eder
• Kıkırdaklı balıklar
İskeletleri kıkırdak yapıda olan balık grubuna kıkırdaklı balıklar denir. Kıkırdaklı balıkların pullarının bulunmasının yanında, bu balıklar hareketli çeneye sahiptir ve dişleri bir mine tabakasıyla kaplıdır. Büyük bir çoğunluğu tuzlu sularda yaşar.
Eşeyli üreme gösteren bu canlı grubunda iç döllenme görülür. Bunun yanında gaz alışverişini solungaçlarıyla gerçekleştirirler. Çoğunluğu yırtıcı olmasına karşın planktonlarla beslenen türleri de bulunmaktadır. Mide ve pankreasları belirgin bir biçimdedir. Köpek balıkları, vatozlar ve tırpanalar bu hayvan grubundadır.
• Kemikli balıklar
Bu grubun iskeletleri belli yerlerde kemikleşme gösterdiğinden kemikli balık olarak adlandırılmıştır. Çeneleri çok iyi gelişmiş olan bu balıkların güçlü dişleri vardır. Derileri mukus salgılamaya yarayan çok sayıda salgı bezi içerir. Gaz alışverişini kemik yapılı solungaç yayları üzerinde bulunan solungaçlarla yaparlar. Bu balıkların bazılarında yüzme keseleri varken çok az sayıda üyesinin akciğerleri vardır. Yüzme keseleri sayesinde
su içindeki konumlarını ayarlayabilirler.
Kemikli balıklar çoğunlukla ayrı eşeylidir. Kemikli balıkların çoğunluğu etçildir fakat otçul ve hem etçil hem otçul olan türleri de mevcuttur. Hamsi, levrek, çipura vb. balıklar kemikli balıklardandır.
b. İki Yaşamlılar (Amfibi)
Bu hayvan grubu hem suda hem de karada yaşadığı için iki yaşamlılar olarak adlandırılmıştır. Hem suda hem de karada yaşadıklarından çoğunlukla su kenarlarında yaşamlarını geçirirler. Derileri çok sayıda salgı bezleri içerir, bu sebeple derileri her zaman nemli ve yumuşaktır. Yüzmeye ve yürümeye yarayan iki çift üyeye sahiptirler. Kurbağalar ve semenderler bu grubun üyeleridir.
Gaz alışverişlerini akciğer, solungaç, deri ve ağız boşluğu astarıyla yaparlar. Bazıları bu solunum tiplerinden birini yaparken bazıları hepsini birden gerçekleştirebilir. Üremeleri eşeyli olarak gerçekleşir. Yumurta ve spermlerini suya bırakırlar; döllenme ve gelişme su içinde gerçekleşir.
c. Sürüngenler
Günümüzde yaklaşık 6000 kadar türü bulunan sürüngenler sürünerek hareket eder. Sürüngenlerin iskeletleri çok iyi bir şekilde kemikleşmiştir. İç iskelete sahip olmalarının yanında, keratinleşmiş pullardan meydana gelen dış iskeletlere de sahiptirler. Derilerinin sert ve keratinli bir yapıda olması bu hayvanların su kaybını önler ve bu nedenle çok sıcak iklimlerde de yaşamlarını sürdürebilirler. Vücut sıcaklıkları çevreye bağlı olarak değiştiğinden dolayı çok soğuk iklimlerde yaşayamazlar. Sürüngenlerin büyük bir kısmı akciğer solunumu yapar. Eşeyli üreme gerçekleştiren bu canlı grupları, iç döllenmeden sonra yumurtalarını genelde suya yakın bölgelere bırakır.
Timsahlar, yılanlar, kaplumbağalar ve kertenkeleler bugün hâlâ yaşayan sürüngenlerdir.
Geçtiğimiz yüzyıl başta olmak üzere sürüngen türlerinin çoğu avlanarak derilerinden çanta ve benzeri eşyalar yapılmıştır. Bu durum bazı sürüngen türlerini yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır.
ç. Kuşlar
Büyük bir çoğunluğunun uçma yeteneğine sahip olduğu omurgalı hayvan grubudur. Kemiklerinin hafif ve içlerinde hava boşluklarının olması ve vücutlarının kuşlara özel olan tüylerle kaplı olması sayesinde vücutları uçmaya uygundur. Kuşların vücudundaki tüyler (hav tüyü) ısı yalıtımı sağlarken, kanatlarında bulunan nispeten daha büyük tüyler (telek tüyler) uçmalarına yardımcı olur. Uçma özellikleri sayesinde başka
canlı türlerinin yaşayamadığı yüksekliklere çıkabilirler.
Kuşlar uçarken çok fazla enerji kullanır. Bu sebeple yüksek metabolizma hızına sahiptirler. Akciğer solunumu yapan kuşlar, enerji elde etmek için fazla miktarda oksijene ihtiyaç duyar. Akciğerlerinin bağlı olduğu ve kemiklerin iç kısımlarına kadar ulaşabilen hava keseleri uçmaya yardımcı olmanın yanında, ihtiyaç duyulan oksijeni elde etmeye de yardımcı olur.
Kuşların çok gelişmiş olan ses çıkarma, duyma ve görme yetenekleri vardır. Özellikle görme yeteneklerinin gelişmiş olması, uçarken yerde olan avlarını görmelerini sağlar.
Kuşlarda üreme eşeyli olarak gerçekleşir. İç döllenmenin görüldüğü bu hayvanlar sert kabuğa sahip yumurtalar oluşturur. Dışarı bıraktıkları yumurtaların gelişimini tamamlaması için kuluçkaya yatarlar. Yavrularına özel bakım sağlarlar.
Kuşlar hem etçil hem otçul canlılardır. Bitkilerin tohum ve yaprakları ile beslenebilirken, toprak solucanı başta olmak üzere birçok hayvansal besinle de yaşamlarını sürdürürler. Yüksek enerjiye ihtiyaç duyan kuşlar sık sık beslenmek zorundadır
Kümes hayvanları da kuşlar grubunda yer alır. Kümes hayvanlarının yumurtaları ve etleri bizler için önemli besin kaynaklarıdır.
d. Memeliler
Bu hayvan grubu yavrularını süt salgılayan meme bezlerinden besledikleri için memeli adını almıştır. Vücutlarının tamamının veya belli bir kısmının kıllarla kaplı olması bu canlı grubunun karakteristik özelliğidir. Karada ve suda yaşayabilen türleri bulunmaktadır. Bu türlerden denizde yaşayan balina gibi örnekler dışında diğerlerinde dört üye bulunmaktadır. Bu üyelerinin her birinde beş veya daha az sayıda parmak bulunur.
İskeletleri iyi bir şekilde kemikleşmiştir. Kafataslarına bağlı biri hareketli diğeri sabit alt ve üst çeneye sahiptirler. Çoğunluğunun dişleri sert ve güçlü olan bu canlı grubu etçil, otçul ve hem etçil hem otçul olarak beslenir.
Memeliler yalnızca akciğer solunumu yapar. Akciğerlerini ve kalbini karın boşluğundan ayıran diyafram adında kaslara sahip olan tek canlı grubudur. Vücut sıcaklıkları sabittir ve çevre koşullarına göre değişiklik göstermez.
Memelilerin hepsinde eşeyli üreme görülmesine karşın oluşan yavruların gelişimleri farklılık gösterebilmektedir. Bu grubun çoğunluğunu, yavru gelişiminin anne vücudunun içinde gerçekleştiği plasentalı memeliler oluşturur. Bunun yanında yumurtlayarak çoğalan memeli türleri de bulunmaktadır. Bir diğer özel durum olarak, kanguru gibi keseli memeliler yavrularını erken doğurarak yavrularının gelişimlerini vücutlarında bulunan keselerde tamamlamalarını sağlar.
Memeli hayvanlar temel besin kaynaklarımızın önemli bir kısmını bize sunar. Etlerinden faydalandığımız memeli hayvanların sütleri ve bu sütlerden oluşturulan süt ürünleri çoğunlukla kullandığımız besin kaynaklarıdır. Aynı zamanda memeli hayvan derileri çanta, ayakkabı ve kürk gibi ihtiyaç duyduğumuz eşyaların üretiminde kullanılır.
Sayıları böcekler grubundan çok az olmasına rağmen yaklaşık 48000 üyesi olan omurgalılar, sıra dışı yaşam şartlarına böcekler gibi iyi uyum sağlayan bir diğer gruptur. Omurgaya sahip olan bu hayvanlar bu özellikleriyle omurgasız hayvanlardan ayrılır.
Omurga, omur dediğimiz farklı kemiklerin birleşmesinden oluşmuş, vücudun sırt kısmında bulunan ve içindeki sinir şeritlerini korumakla görevli olan yapıdır. Omurganın üst kısmına doğru genişleyen, kıkırdak veya kemik yapıda olan kafatası yapıları beyni kuşatır ve korur. Dış iskelete sahip olan omurgasızların aksine, omurgalıların sahip oldukları iç iskelet canlı dokulardan meydana gelir ve canlı ile birlikte büyür.
Omurgalı hayvanlarda kapalı dolaşım sistemi vardır. Hemoglobin dediğimiz bir yapıya sahip olan kanları ve bu kanın vücutta dolaşmasını sağlayan merkezi bir kalplerinin bulunması da omurgalılar için ayırt edici özelliktir. Sindirim sistemleri gelişmiş ve görevlerine göre özelleşmiş organ ve yapılardan oluşmaktadır. Vücudun sıvı dengesinin sağlanması amacıyla özelleşmiş boşaltım organı olarak bir çift böbreğe sahiptirler.
Omurgalılar; balıklar, iki yaşamlılar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olarak beş grupta incelenir.
a. Balıklar
Bu omurgalı grubunun hepsi sularda yaşar. Dünya üzerinde büyük bir yayılma göstermişlerdir. Okyanuslarda, denizlerde, tatlı sularda, insanların ulaşamayacağı kadar derin sularda ve karanlık sularda yaşayabilen türleri mevcuttur.
Balıkların büyük bir çoğunluğunun sulardaki hareketleri sahip oldukları yüzgeçler sayesinde oldukça hızlıdır.
Etçil, otçul ve hem etçil hem otçul olarak beslenen üyeleri vardır. Ekonomik anlamda en çok değerlendirilen canlı gruplarındandırlar. Akvaryumlarda beslenerek süs amaçlı kullanılmalarının yanında, yüksek besin ve vitamin değerlerine sahiptirler.
Balıklar; çenesiz balıklar, kıkırdaklı balıklar ve kemikli balıklar olmak üzere üç grup altında incelenir.
• Çenesiz balıklar
Çeneleri, yüzgeçleri ve vücut pulları olmayan balık grubudur. Genel görünüşleri yılanlara benzer. Büyük bir kısmı besinlerini süzerek alır. Bir kısmı çamurları süzerek beslenirken, bazıları ise daha büyük balık gruplarına yapışarak besinlerini onlardan emerek elde eder
• Kıkırdaklı balıklar
İskeletleri kıkırdak yapıda olan balık grubuna kıkırdaklı balıklar denir. Kıkırdaklı balıkların pullarının bulunmasının yanında, bu balıklar hareketli çeneye sahiptir ve dişleri bir mine tabakasıyla kaplıdır. Büyük bir çoğunluğu tuzlu sularda yaşar.
Eşeyli üreme gösteren bu canlı grubunda iç döllenme görülür. Bunun yanında gaz alışverişini solungaçlarıyla gerçekleştirirler. Çoğunluğu yırtıcı olmasına karşın planktonlarla beslenen türleri de bulunmaktadır. Mide ve pankreasları belirgin bir biçimdedir. Köpek balıkları, vatozlar ve tırpanalar bu hayvan grubundadır.
• Kemikli balıklar
Bu grubun iskeletleri belli yerlerde kemikleşme gösterdiğinden kemikli balık olarak adlandırılmıştır. Çeneleri çok iyi gelişmiş olan bu balıkların güçlü dişleri vardır. Derileri mukus salgılamaya yarayan çok sayıda salgı bezi içerir. Gaz alışverişini kemik yapılı solungaç yayları üzerinde bulunan solungaçlarla yaparlar. Bu balıkların bazılarında yüzme keseleri varken çok az sayıda üyesinin akciğerleri vardır. Yüzme keseleri sayesinde
su içindeki konumlarını ayarlayabilirler.
Kemikli balıklar çoğunlukla ayrı eşeylidir. Kemikli balıkların çoğunluğu etçildir fakat otçul ve hem etçil hem otçul olan türleri de mevcuttur. Hamsi, levrek, çipura vb. balıklar kemikli balıklardandır.
b. İki Yaşamlılar (Amfibi)
Bu hayvan grubu hem suda hem de karada yaşadığı için iki yaşamlılar olarak adlandırılmıştır. Hem suda hem de karada yaşadıklarından çoğunlukla su kenarlarında yaşamlarını geçirirler. Derileri çok sayıda salgı bezleri içerir, bu sebeple derileri her zaman nemli ve yumuşaktır. Yüzmeye ve yürümeye yarayan iki çift üyeye sahiptirler. Kurbağalar ve semenderler bu grubun üyeleridir.
Gaz alışverişlerini akciğer, solungaç, deri ve ağız boşluğu astarıyla yaparlar. Bazıları bu solunum tiplerinden birini yaparken bazıları hepsini birden gerçekleştirebilir. Üremeleri eşeyli olarak gerçekleşir. Yumurta ve spermlerini suya bırakırlar; döllenme ve gelişme su içinde gerçekleşir.
c. Sürüngenler
Günümüzde yaklaşık 6000 kadar türü bulunan sürüngenler sürünerek hareket eder. Sürüngenlerin iskeletleri çok iyi bir şekilde kemikleşmiştir. İç iskelete sahip olmalarının yanında, keratinleşmiş pullardan meydana gelen dış iskeletlere de sahiptirler. Derilerinin sert ve keratinli bir yapıda olması bu hayvanların su kaybını önler ve bu nedenle çok sıcak iklimlerde de yaşamlarını sürdürebilirler. Vücut sıcaklıkları çevreye bağlı olarak değiştiğinden dolayı çok soğuk iklimlerde yaşayamazlar. Sürüngenlerin büyük bir kısmı akciğer solunumu yapar. Eşeyli üreme gerçekleştiren bu canlı grupları, iç döllenmeden sonra yumurtalarını genelde suya yakın bölgelere bırakır.
Timsahlar, yılanlar, kaplumbağalar ve kertenkeleler bugün hâlâ yaşayan sürüngenlerdir.
Geçtiğimiz yüzyıl başta olmak üzere sürüngen türlerinin çoğu avlanarak derilerinden çanta ve benzeri eşyalar yapılmıştır. Bu durum bazı sürüngen türlerini yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır.
ç. Kuşlar
Büyük bir çoğunluğunun uçma yeteneğine sahip olduğu omurgalı hayvan grubudur. Kemiklerinin hafif ve içlerinde hava boşluklarının olması ve vücutlarının kuşlara özel olan tüylerle kaplı olması sayesinde vücutları uçmaya uygundur. Kuşların vücudundaki tüyler (hav tüyü) ısı yalıtımı sağlarken, kanatlarında bulunan nispeten daha büyük tüyler (telek tüyler) uçmalarına yardımcı olur. Uçma özellikleri sayesinde başka
canlı türlerinin yaşayamadığı yüksekliklere çıkabilirler.
Kuşlar uçarken çok fazla enerji kullanır. Bu sebeple yüksek metabolizma hızına sahiptirler. Akciğer solunumu yapan kuşlar, enerji elde etmek için fazla miktarda oksijene ihtiyaç duyar. Akciğerlerinin bağlı olduğu ve kemiklerin iç kısımlarına kadar ulaşabilen hava keseleri uçmaya yardımcı olmanın yanında, ihtiyaç duyulan oksijeni elde etmeye de yardımcı olur.
Kuşların çok gelişmiş olan ses çıkarma, duyma ve görme yetenekleri vardır. Özellikle görme yeteneklerinin gelişmiş olması, uçarken yerde olan avlarını görmelerini sağlar.
Kuşlarda üreme eşeyli olarak gerçekleşir. İç döllenmenin görüldüğü bu hayvanlar sert kabuğa sahip yumurtalar oluşturur. Dışarı bıraktıkları yumurtaların gelişimini tamamlaması için kuluçkaya yatarlar. Yavrularına özel bakım sağlarlar.
Kuşlar hem etçil hem otçul canlılardır. Bitkilerin tohum ve yaprakları ile beslenebilirken, toprak solucanı başta olmak üzere birçok hayvansal besinle de yaşamlarını sürdürürler. Yüksek enerjiye ihtiyaç duyan kuşlar sık sık beslenmek zorundadır
Kümes hayvanları da kuşlar grubunda yer alır. Kümes hayvanlarının yumurtaları ve etleri bizler için önemli besin kaynaklarıdır.
d. Memeliler
Bu hayvan grubu yavrularını süt salgılayan meme bezlerinden besledikleri için memeli adını almıştır. Vücutlarının tamamının veya belli bir kısmının kıllarla kaplı olması bu canlı grubunun karakteristik özelliğidir. Karada ve suda yaşayabilen türleri bulunmaktadır. Bu türlerden denizde yaşayan balina gibi örnekler dışında diğerlerinde dört üye bulunmaktadır. Bu üyelerinin her birinde beş veya daha az sayıda parmak bulunur.
İskeletleri iyi bir şekilde kemikleşmiştir. Kafataslarına bağlı biri hareketli diğeri sabit alt ve üst çeneye sahiptirler. Çoğunluğunun dişleri sert ve güçlü olan bu canlı grubu etçil, otçul ve hem etçil hem otçul olarak beslenir.
Memeliler yalnızca akciğer solunumu yapar. Akciğerlerini ve kalbini karın boşluğundan ayıran diyafram adında kaslara sahip olan tek canlı grubudur. Vücut sıcaklıkları sabittir ve çevre koşullarına göre değişiklik göstermez.
Memelilerin hepsinde eşeyli üreme görülmesine karşın oluşan yavruların gelişimleri farklılık gösterebilmektedir. Bu grubun çoğunluğunu, yavru gelişiminin anne vücudunun içinde gerçekleştiği plasentalı memeliler oluşturur. Bunun yanında yumurtlayarak çoğalan memeli türleri de bulunmaktadır. Bir diğer özel durum olarak, kanguru gibi keseli memeliler yavrularını erken doğurarak yavrularının gelişimlerini vücutlarında bulunan keselerde tamamlamalarını sağlar.
Memeli hayvanlar temel besin kaynaklarımızın önemli bir kısmını bize sunar. Etlerinden faydalandığımız memeli hayvanların sütleri ve bu sütlerden oluşturulan süt ürünleri çoğunlukla kullandığımız besin kaynaklarıdır. Aynı zamanda memeli hayvan derileri çanta, ayakkabı ve kürk gibi ihtiyaç duyduğumuz eşyaların üretiminde kullanılır.
Tags:
9.SINIF KONU ANLATIM
ellerinize sağlık