Anlatım Bozukluklarının Nedenleri

1. İYİ VE DOGRU BİR ANLATIMIN ÖZELLİKLERİ


 a) Doğallık: Söz ya da yazının; içten, yapmacıksız bir anlatımla oluşturulması özelliğidir.
* Bana çok değerli zamanınızın birkaç güzel saatini ayırarak çok yorulmuş bulunuyorsunuz; bunun için size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum; sağ olun, var olun...

   Bu cümledeki yapmacıklık şöyle giderilebilir:
* Hem zamanınızı aldım,hem sizi yordum;çok teşekkür ederim. 

b) Akılcılık: Söz ya da yazıda dilin takılacağı söyleyiş pürüzlerinin bulunmamasıdır.
Uzun tutulmuş cümleler, tamlamalar okumayı ve anlamayı zorlaştırır.
  
Arkadaşının da bu toplantıya katılabilip katılamayacağını tam olarak öğrenememiş olmanın rahatsızlığını duymamasının mümkün olmadığını düşünüyordu.

   Bu cümle bölünerek düzenlenirse, akılcılık sağlanabilir:
*Huzursuzdu. Arkadaşı, bu toplantıya katılabilecek miydi? Öğrenememişti bir türlü...

c) Açıklık: Anlatılanın birden fazla anlama gelmemesi özelliğidir.Açıklık,sözcüklerin özenle seçilmesi ve yerli yerinde kullanılmasıyla sağlanır.

* Arkadaşım, 15 dakikada yaptığı yemeği yedi.

 Bu cümle açık değildir.Çünkü,15 dakikada yemek mi yapılmış,yoksa yapılan yemek 15 dakikada mı yenmiş, anlaşılmıyor.

d) Yalınlık: Anlatımda,süslü ve sanatlı söyleyiş özentilerinin,gereksiz ayrıntıların bulunmaması özelliğidir.

* Bu güzelim hayatın doyumsuz bin bir çeşit tatlı güzelliklerine veda ederek ebedi ve ezeli bir diyara,ölümün sonsuz ülkesine göç etti.

Bu cümlede söz gereksiz yere uzatılmıştır.Anlatılmak istenen yalın bir anlatımla,bir sözcükle söylenebilirdi: “Öldü”.

e) Duruluk: Anlatımda gereksiz sözcük bulunmamasıdır.Duru bir anlatımdan hiçbir sözcük çıkarılamaz.
* Yaşamın aşırı monotonluğu ve tekdüzeliği onu bıktırmıştı.
* Doktor ona,iki günde bir günaşırı bir aspirin almasını söylemiş.

Bu cümleler doğru değildir.Çünkü “monotonluk” ve  “tekdüzelik”; “iki günde bir” ve
“günaşırı”,aynı kavramları belirten sözlerdir.Bu cümleler bu sözlerin biriyle kurulmalıdır.
      
   2. ANLATIM BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ VE DÜZELTİLMESİ
a) Gereksiz sözcükler  
·        Yinelemeler: Özdeş anlamlı dil öğelerinin bir arada kullanılmasının yol açtığı anlatım bozukluğudur.

  *  Dilimiz yeni sözcük türetmeye son derece elverişli ve müsaittir.

     Bu cümlelerdeki “elverişli” ve “müsait” sözcükleri özdeş anlamlı dil öğeleridir.Cümle bu sözcüklerde sadece biriyle kurulmalıydı.

b) Yanlış anlamda sözcük kullanımı

·        Birbirleriyle karıştırılan sözcükler:Anlamları ayrı bazı sözcükler,aynı kökten türedikleri ya da birbirlerini andırdıkları için karıştırılır.Bazen de bu özellikleri taşımasalar da aynı anlama geldikleri sanılarak birbirinin yerine kullanılır.

* Bugüne kadar önüne çıkan olasılıkları değerlendirememişti.

     Olasılık sözcüğü ihtimal sözcüğünün Türkçe karşılığıdır.Bu cümlede olasılık sözcüğünün kullanımı yanlıştır.Bu sözcük yerine “olanak”, “imkan” sözcüklerinden birinin kullanılması gerekirdi.

·        Anlamca uygun olmayan sözcük kullanımı: Her sözcüğün bir ya da birkaç anlamı vardır.Yazarın,anlam inceliklerini iyi tartması ve belirtmek istediği düşünceyi eksiksiz karşılayacak sözcüğü dikkatle seçmesi gerekir.

       * Günde iki paket sigara içmesi,sağlığının bozulmasını sağlayacaktır.

              “Sağlamak”, elde edilmesi istene şeyi olumlu bir sonuca ulaştırmaktır.Bu cümlede, istenmeyen bir durumdan söz edilmektedir.bu nedenle “sağlayacaktır” yerine “yol açacaktır”getirilerek cümle kurulmalıydı.

c) Yapıları yanlış olan sözcükler
   Dilbilgisi kuralların aykırı biçimde türetilen,yapıları yanlış olan sözcüklerin kullanımı anlatım bozukluğuna yol açar.

 * İthalat,piyasayı kontrol edenlere bırakılmazsa, fiyat denetim altına alınabiliniyor.

 Bu cümlede “alınabiliniyor” sözcüğü, “alınabiliyor” biçiminde söylenmeliydi.Çünkü,
Türkçe’de çatı eki “al-“ köküne, kişi ve zaman eki de “bil-“ köküne gelir.




d) Yanlış yerde bulunan sözcükler

     Sözcüklerin, cümle içinde bulunmaları gereken yerden başka bir yerde bulunması, anlamın bulanık olmasına yol açar.Bazen de amaçlanan dışında bir anlamın ortaya çıkması ya da sözün hiç anlaşılmaması sonucunu doğurur.

   *Başkan, henüz eylülde adaylığını koyup koymayacağını bildirmemişti.
   * Yeni durağa gelmiştim.

     Bu iki cümlede, “henüz” ve “yeni” kelimeleri yüklemden önce kullanılmalıdır.

e) Çelişen sözler

Bir anlatımda anlamca çelişen sözcüklerin,sözlerin kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar

   * Sınavda tabii ki tüm soruları okuyacağını sanıyorum.
   * Bu olaya kesinlikle tepki göstereceğini tahmin ediyorum.

     Bu cümlelerdeki “tabii ki” ile “sanıyorum”; “kesinlikle” ile “tahmin ediyorum” sözleri anlamca çelişmektedir.Bu nedenle anlatımın bozulduğu görülmektedir.

f) Gereksiz yardımcı eylemler
    
Kimi anlatımlarda, gereksiz yardımcı eylemler kullanılmaktadır.

   * Demokrasiye geçiş sürecinde darboğazları aşacağımızı umut ediyorum.
   * Paltonu giymezsen hasta olursun.

     Birinci cümlede “umut ediyorum” yerine “umuyorum”; ikici cümlede ise “hasta olursun” yerine “hastalanırsın” kullanılmalıydı.
     Gereksiz yardımcı eylem kullanımı genellikle şu sözlerde görülmektedir.
*Kuşku etmek- kuşkulanmak      *Başvuru yapmak- başvurmak
*Etki etmek- etkilemek               *istek alan- istenen


g) Tamlama yanlışları

     Tamlama yanlışları; ad ve sıfat görevinde kullanılan sözcüklerin aynı tamlanana bağlanmasından; ad tamlamalarında “tamlayanın” söylenmemesinden; sayı çokluğu gösteren sıfatlarla yapılmış sıfat tamlamalarında ada çoğul eki getirilmesinden kaynaklanır.

    * Bu derste belgisiz ve soru zamirlerini işledik.(belgisiz zamirleri ve soru zamirlerini)
    * Birçok sorunları olan bu gence hepimiz yardım ediyorduk.(bir çok sorunu)


g) Özne yanlışları

       Özne yanlışları, cümlede, özne eksikliği ya da özne olamayacak bir sözcüğün özne gibi kullanılması durumlarında görülmektedir.

  *  Üniversitelerimizin içinde bulunduğu durum düzeltilmedikçe, çağdaş üniversite olma niteliğini büsbütün yitirecektir.

     Bu cümledeki “düzeltilmedikçe” eylemsisinin öznesi, “Üniversitelerimizin içinde bulunduğu durumdur”.Bu özne “yitirecektir” yüklemi için uygun değildir.Bu nedenle çağdaş sözcüğünden önce “üniversitelerimiz” öznesinin getirilmesi gerekir.

h) Yüklem yanlışları

     Yüklem yanlışları; eylem, yardımcı eylem, eylemsi, ekeylem eksikliğinden; bağlı cümlelerin yüklemleri arasında kip, kişi, çatı uyumsuzluğundan kaynaklanır.

 *  Ben tiyatroyla, kızım baleyle ilgilenir.(Ben tiyatroyla ilgilenirim, kızım ...)
 *  Hangisinin başarılı,hangisinin başarılı olmadığı bu yarışmada belli olacak.
(Hangisinin başarılı olduğu, hangisinin başarılı olmadığı....)
 *  Handan sevimli, içten ama çalışkan değildi.(Handan sevimli,içtendi ama çalışkan....)

i) Tümleç yanlışları

Tümleç yanlışları; aynı tümleçleri alması gereken yüklemlerle kurulan, yancümlelerin yüklemleri için uygun olmayan tümleçlerin kullanıldığı cümlelerde görülür.

 *Tiyatroyu çok seviyor, fakat gidemiyordu.

Bu cümlede “tiyatroyu” nesnesi, cümlenin ikinci yüklemi için uygun değildir. “Tiyatroyu gidemiyordu” denmez. Bu cümlenin düzeltilebilmesi için “tiyatroya” dolaylı tümlecinin cümleye eklenmesi gerekir:”tiyatroya gidemiyordu.”

 * Bir sorunun üzerinde enine boyuna düşünmeyi anlamak için çaba harcamayı öğrenmişler.

“Bir sorunun üzerinde düşünmeyi” denir, ancak “bir sorunun üzerinde anlamak” denemez. Bu cümlenin düzeltilebilmesi için “onu” ya da “bir sorunu” nesnesinin ikinci yancümlenin başına eklenmesi  gerekir:”... onu anlamak için çaba harcamayı öğrenmişler.”

j) Deyim ve atasözü yanlışları
Deyim ve atasözü yanlışları; ya deyim ve atasözülerindeki sözcüklerin değiştirilerek bozulması ya da bunların, anlamlarına uymayan yerde kullanılması biçiminde görülmektedir.
·        Biçimi değiştirilen deyimler:
 * Böyle düşünenlerin köküne kibrit suyu ekmeli.(köküne kibrit suyu dökmeli)

·        Anlamına uymayan yerde kullanılan deyimler:
 * Konuşmacı, izleyicilerden birinin çok haklı itirazlarına göz yumdu.
Bu cümlede “göz yummak” deyiminin yerine “kulak tıkamak” deyimi kullanılmalıydı.

·        Atasözü yanlışları:
Atasözleri, belli sözcüklerle belli biçimlerde söylenen, toplumun ortak ürünü olan sözlerdir.Atasözlerinin sözcüklerini ya da biçimlerini değiştirmek anlatım bozukluğuna yol açar.

 * Kart ağacın kırılması güç olur.(Ağaç yaşken eğilir.)

 * Bir tilkinin derisi iki defa soyulmaz.(Bir koyundan iki post çıkmaz.)

 k) Anlamca bulanık olan cümleler
Noktalama işaretlerinin gereksiz kullanılması, gereken yerde kullanılmaması ya da unutulması, cümlede anlam bulanıklığına, karışıklığa yol açar.

 * Bu ülkeler arasındaki anlaşmazlığı çözdü.
Bu cümledeki anlam bulanıklığı “bu” sözcüğünden sonra virgül konarak giderilebilir.

 l) Öteki anlatım bozuklukları
Bundan önceki başlıklar altında incelenen anlatım bozuklukları kapsamına girmeyen, başka anlatım bozuklukları da vardır.Dilin mantığına ve dilbilgisi kurallarına uymayan bu tür yanlışlar için şu örnekler verilebilir;
 * Genç adam, hem elleri arkasında yürüyor, hem de gazetesini okuyordu.
Elleri arkasında olan insan, aynı zamanda gazetesini okuyamaz.

 * Pırıl pırıl mehtaplı gecede hafif hafif çiseleyen yağmur onları etkilemiyordu.
Bu cümlede mantıksal bir yanlış vardır.Pırıl pırıl mehtap varsa yağmur çiselemez.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

Color Posts