Sanat, edebiyat ya da düşünce yazılarının içeriği ile bu içeriğin işlenişini, değerli ve değersiz yönlerini ortaya koyan yazı türüdür. Yazarın yazıyı kendine göre, yazıyı ilgilendiren topluma göre, kendi alanındaki diğer çalışmalara göre değerlendirdiği yazılardır.
Eleştiri Türünün Özellikleri
1. Sanatçının veya yapıtın daha iyi anlaşılmasını sağlar.
2. Eleştirisi yapılan çalışma, bütün boyutlarıyla ele alınmalı, kendi türü içindeki bilimsel, sanatsal, toplumsal yere oturtulmalıdır. Eser ile ilgili, değerli ve değersiz diye gösterilen yargılar, eserden alınacak örneklere dayandırılmalıdır.
3. Eleştirmen, yazılarıyla sanatçıya ışık tutar, yol gösterir; aynı zamanda okuyucuyu da aydınlatır. Gerektiğinde belgeler ve örnekler gösterilebilir.
4. Eleştirmen, eleştirisinde kişisel görüşlere, düşünce ve duygulara yer verir. Bu açıdan hemen bütün eleştirilerde öznellik vardır. Ancak iyi bir eleştirmenden beklenen, mümkün olduğu kadar nesnel (objektif) bir yaklaşım sergilemesidir.
5. Eleştiri yazarlarına "eleştirmen" denir.
6. Eleştiride daha çok tartışmacı anlatım biçimine yer verilir; açıklama, karşılaştırma, örnekleme gibi tekniklere başvurulur.
7. Eleştiri türü konularına göre dörde ayrılır: Sanatçıyı konu alan eleştiri
Topluma yönelik eleştiri
Eseri konu alan eleştiri
Okuyucuyu konu alan eleştiri
8. Eleştirmenin tavır ve tutumuna göre eleştiriler ikiye ayrılır:
Öznel eleştiri
Nesnel eleştiri
9. Türk edebiyatında eleştiri Şinasi'nin dil tartışmaları ile başlar. Namık Kemal - Ziya Paşa, Recaizâde Mahmut Ekrem - Muallim Naci tartışmaları edebiyatımızda iz bırakmıştır. Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Cevdet Kudret Cumhuriyet döneminde eleştiri türünün önemli yazarlarıdır.
Eleştiri Türleri
a. İzlenimsel (empresyonist) eleştiri: Edebî eserlerin okuyucu üzerinde bıraktığı etkilerden, izlenimlerden yola çıkılarak yapılan eleştirilere “izlenimci eleştiri” denir. İlkelerini ünlü Fransız edebiyatçı Anatole France (Anatol Frans)’ın belirlediği ve eleştirmenin bir eseri kendi zevk, algılama, değer ölçülerine göre incelediği eleştiri türüdür. Bu tür eleştirilerde öznel, kişisel yargılar ağırlıktadır. Bu nedenle günümüzde izlenimsel eleştiri edebiyat dünyasından pek rağbet görmez.
b. Nesnel (bilimsel) eleştiri: Edebî eserlerin içerik, yapı ve üslûpları üzerinde tarafsız olarak yapılan eleştirilere de “bilimsel eleştiri” denir. Bu eleştiri türünde, her eserin değerlendirilmesinde kullanılabilecek ölçütler vardır. Eleştirmen, kişisel yargılara varmaktan kaçınmaya çalışır. Bilimsel araştırmalardan yararlanarak, eseri tarafsız bir gözle değerlendirir. Eseri, ister beğensin ister beğenmesin, kendi duygularını işin içine katmadan, eserin sanat değerini ortaya koymaya çalışır.
Dünya Edebiyatında Eleştiri
Eleştiri uzun zaman, “kusur bulmak” gibi algılanmıştır. Eleştiriyi kişiden kişiye değişen bir zevkin sonucu olmaktan kurtarmak, onu belli prensiplere göre değerlendirmek gerektiği fikri 19. yüzyıldan itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır. Özellikle edebiyat akımları döneminde eleştiri, bir tür olarak karekteristik niteliklerini kazanmıştır. Eleştiri türü Avrupa’da Boielau, Sainte Beuve, Hippolyte Taine, Brunetiere, Jules Lamaitre, Anatole France, Remy de Gourmont, Gustave Lanson, Lessing, Hazlitt, Cariyle, Ruskun ve Belinski gibi sanatçılarla temsil edilmiştir.
Türk Edebiyatında Eleştiri
Eleştiri türü Türk edebiyatına makale, fıkra, deneme ve sohbet gibi Batıdan Tanzimat Döneminde geçmiştir. İlk başlarda dil ile ilgili eleştiriler yazılmıştır. Sonra özellikle Namık Kemal ve Recaizâde Mahmut Ekrem, eleştiri türünün sınırlarını genişletmiştir. Türk edebiyatında ilk eleştiri yazısı Namık Kemal’in “Lisan-ı Osmanînin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazâtı Şâmildir” adlı yazısıdır. İlk eleştiri eseri ise yine Namık Kemal’e ait olan ve Ziya Paşa’nın “Harabat” şiir antolojisini eleştirdiği eseri “Tahrib-i Harabat”tır. Servet-i Fünun edebiyatı döneminde ise Bat tarzında eleştiriler kaleme alınmıştır. Türk edebiyatında ise eleştiri türünde eserleriyle Hüseyin Cahit, Cenap Şahabettin, Ali Canip, Yakup Kadri, Nurullah Ataç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, Mehmet Murat, Vedat Günyol, Tahir Alangu. Asım Bezirci, Rauf Mutluay, Metin And, Özdemir Nutku öne çıkan isimlerdir.
Eleştirinin Diğer Türlerden Farkı
Eleştiri, yaratıcı sanatların arasında değildir. Eleştiri, edebî esere veya başka sanatlara bağlı bir türdür. Eleştirinin varlığı, kendisi dışında bir sanatı gerektirir. Edebî eserin konusu bütün maddi ve manevi varlığı ile yazar, çevresi ve kâinattır. Eleştirinin konusu ise sanat eseridir, bir başkasının yazdıklarıdır. Yani eleştiri, bir dil yapıt üzerine ikinci bir dil varlığıdır. Eleştiri, doğrudan kaleme alınmaz. Eleştirinin yazılabilmesi için ortada eleştirilecek kişi veya eser olmalıdır.
Tags:
11.SINIF KONU ANLATIM