Dişi bireylerin
oluşturduğu yumurtaların döllenme olmaksızın gelişerek yeni bireyin
oluşturulmasına partenogenez denir. Arılarda,
karıncalarda, su pirelerinde bazı çekirge ve kelebek türlerinden görülür. Bazı
balık, kurbağa, sürüngen ve kuş türlerinde de nadir görülebilir.
'Partenogenez''' ''döllenmesiz üreme''. Gerek hayvanlarda, gerek bitkilerde döllenmemiş bir dişi gametin gelişip yeni bir birey meydana getirmesine denir. Bu açıdan partenogenez ile daldırma, çelik ya da tomurcukla üreme gibi doğrudan doğruya üremeleri birbirine karıştırmamak gerekir. Çünkü bu çeşit üremelerde döllenme yoktur, ancak başlangıç hücresi diğer somatik sağlayan hücreler cincel üreme hücreleri(dişi ve erkek gamet) değildir.
Partenogenez hakkında
ansiklopedik bilgi
Partenogenez döllenmesiz üreme. Gerek hayvanlarda, gerek bitkilerde döllenmemiş bir dişi gametin gelişip yeni bir birey meydana getirmesine denir. Bu açıdan partenogenez ile daldırma, çelik ya da tomurcukla üreme gibi doğrudan doğruya üremeleri birbirine karıştırmamak gerekir. Çünkü bu çeşit üremelerde döllenme yoktur, ancak başlangıç hücresi diğer somatik sağlayan hücreler cincel üreme hücreleri(dişi ve erkek gamet) değildir.
Partenogenezin de birçok çeşidi vardır. En katkısız partenogenez, erkeği olmayan türlerde (daphnia) ya da çok az erkeği bulunan türlerde (phasma) görülen partenogenezdir. Partenogenezin en çok görülen biçimlerinden biri mevsimlik olanıdır. Asma biti başta olmak üzere birtakım bitkileri yazın çiftleşmezler, dişiler doğrudan doğruya yumurtla ve bunlardan yeni yavrular oluşur, ama kışa dayanıklı yumurtalar yumurtlamak için sonbaharda çiftleşirler. Arılarda ( bal arısı) anaarı ilk çiftleşme uçuşunda edinip sperma kesesinde biriktirdiği erkek gametlerle kendi yumurtalarını döllendirerek peteklere bırakır ve yıllarca (en çok beş yıl) bunlardan dişi olan işçi arılar doğar. Arada bir döllemediği yumurtalardan erkek arılar oluşur. Sperma kesesinde hiç sperma kalmadığı zaman yurtladıklarındansa hep erkek arılar doğar. O zaman arıcılar bu yaşlı anaarıları yakalayıp kovandan atarlar. Deneysel olarak da laboratuvarlarda pek çok partenogenez halleri yaratılmıştır (Leob Delage, Bataillon vb.). Bunlarda görülen ilginç ve ortak yan, herhangi bir şekilde uyarılan (iğne ile çizme, bir noktasını delme vb.) her yumurtanın harekete geçerek çoğalmaya başlamasıdır.
Partenogenez döllenmesiz üreme. Gerek hayvanlarda, gerek bitkilerde döllenmemiş bir dişi gametin gelişip yeni bir birey meydana getirmesine denir. Bu açıdan partenogenez ile daldırma, çelik ya da tomurcukla üreme gibi doğrudan doğruya üremeleri birbirine karıştırmamak gerekir. Çünkü bu çeşit üremelerde döllenme yoktur, ancak başlangıç hücresi diğer somatik sağlayan hücreler cincel üreme hücreleri(dişi ve erkek gamet) değildir.
Partenogenezin de birçok çeşidi vardır. En katkısız partenogenez, erkeği olmayan türlerde (daphnia) ya da çok az erkeği bulunan türlerde (phasma) görülen partenogenezdir. Partenogenezin en çok görülen biçimlerinden biri mevsimlik olanıdır. Asma biti başta olmak üzere birtakım bitkileri yazın çiftleşmezler, dişiler doğrudan doğruya yumurtla ve bunlardan yeni yavrular oluşur, ama kışa dayanıklı yumurtalar yumurtlamak için sonbaharda çiftleşirler. Arılarda ( bal arısı) anaarı ilk çiftleşme uçuşunda edinip sperma kesesinde biriktirdiği erkek gametlerle kendi yumurtalarını döllendirerek peteklere bırakır ve yıllarca (en çok beş yıl) bunlardan dişi olan işçi arılar doğar. Arada bir döllemediği yumurtalardan erkek arılar oluşur. Sperma kesesinde hiç sperma kalmadığı zaman yurtladıklarındansa hep erkek arılar doğar. O zaman arıcılar bu yaşlı anaarıları yakalayıp kovandan atarlar. Deneysel olarak da laboratuvarlarda pek çok partenogenez halleri yaratılmıştır (Leob Delage, Bataillon vb.). Bunlarda görülen ilginç ve ortak yan, herhangi bir şekilde uyarılan (iğne ile çizme, bir noktasını delme vb.) her yumurtanın harekete geçerek çoğalmaya başlamasıdır.
Partenogenez olayı insanlarda da olabilir mi?
thumb|left|Erik Çiçeği üzerinde bir Bal Arısı Partenogenez, eşeyli üreme tipleri altında sınıflanmasına karşın, aslında gerçek bir eşeyli üreme karakteri taşımıyor (Eşeyli üreme altında sınıflanmasının nedeni, mayoz bölünmeyle oluşan bir eşey hücresinin bu süreçte yer alması). Yumurta hücresi döllenme olmaksızın gelişiyor ve bu nedenle de haploid (n sayıda kromozom taşıyan) bir birey meydana geliyor. İnsanda tek bir kromozomun bile haploid olarak kalıtlanması, fizyolojik ve patolojik bazı sendromların hatta bazen de lethal (öldürücü) özelliklerin ortaya çıkmasına neden olduğu için, partenogenetik bir üreme bizler için söz konusu değil. Bu konuda bazı çalışmalar yapılmış olmasına karşın, henüz başarılı bir sonuç alınamadı. Tavşanlarda partenogenez ise, 1936 yılında Gregory Pincus adlı araştırmacı tarafından çalışıldı. Isı değişikliği ve kimyasal ajanlarla uyarılan tavşan yumurta hücreleriyle yapılan bu çalışma, henüz memeliler konusundaki tek örnek.
Mayoz Partenogenez Bölünme
Bal arılarında kraliçe arı 2n kromozomlu olup üretken dişidir. Mayoz bölünmeyle yumurta üretilir.
thumb|left|Erik Çiçeği üzerinde bir Bal Arısı Partenogenez, eşeyli üreme tipleri altında sınıflanmasına karşın, aslında gerçek bir eşeyli üreme karakteri taşımıyor (Eşeyli üreme altında sınıflanmasının nedeni, mayoz bölünmeyle oluşan bir eşey hücresinin bu süreçte yer alması). Yumurta hücresi döllenme olmaksızın gelişiyor ve bu nedenle de haploid (n sayıda kromozom taşıyan) bir birey meydana geliyor. İnsanda tek bir kromozomun bile haploid olarak kalıtlanması, fizyolojik ve patolojik bazı sendromların hatta bazen de lethal (öldürücü) özelliklerin ortaya çıkmasına neden olduğu için, partenogenetik bir üreme bizler için söz konusu değil. Bu konuda bazı çalışmalar yapılmış olmasına karşın, henüz başarılı bir sonuç alınamadı. Tavşanlarda partenogenez ise, 1936 yılında Gregory Pincus adlı araştırmacı tarafından çalışıldı. Isı değişikliği ve kimyasal ajanlarla uyarılan tavşan yumurta hücreleriyle yapılan bu çalışma, henüz memeliler konusundaki tek örnek.
Mayoz Partenogenez Bölünme
Bal arılarında kraliçe arı 2n kromozomlu olup üretken dişidir. Mayoz bölünmeyle yumurta üretilir.
İşçi arılar, 2n
kromozomlu, kısır dişilerdir. Petek oluşumu, balın üretimi, larvaların
beslenmesinden sorumludur.
Döllenmiş yumurtadan gelişen dişi larva, polenle beslenirse işçi arı, arı sütüyle beslenirse kraliçe arı olur.
Döllenmiş yumurtadan gelişen dişi larva, polenle beslenirse işçi arı, arı sütüyle beslenirse kraliçe arı olur.
Erkek arı,
döllenmemiş yumurtadan gelişir, n kromozomludur. Mitoz bölünmeyle spermleri
üretir.
Partenogenetik
çoğalma deneysel olarak da gerçekleştirilebilir. Yumurtanın farklı
sıcaklıklarda bekletilmesi, iğne ucu ile zarının delinmesi, farklı pH veya
farklı su ortamlarına konulması uyarıcı etki yapar. Bu şekilde yumurta
döllenmeden geliştirilebilir.
'Konjugasyon
Kalıtsal yapısı farklı aynı türden iki hücrenin, aralarında oluşturdukları sitoplazmik bir köprü sayesinde gen alış verişi yapmaları olayına konjugasyon denir. Konjugasyon basit bir eşeyli üreme şekli olup bazı bakteri türlerinde ve paramesyumda görülür.
Konjugasyon yapan öglena
Bakteri konjugasyonunda gen aktarımı tek yönlüdür. Genetik çeşitlilik artar, birey sayısında artış görülmez.
Bazı bakterilerin pilus denilen uzantılarla birbirine tutunup, sitoplazmik köprü oluşturdukları gözlenir.
Konjugasyon Plazmit Aktarımı
Ökaryot bir hücreli canlı olan paramesyumda da konjugasyon görülür. Paramesyumun konjugasyonunda ise gen aktarımı çift yönlü olur.
Kalıtsal yapısı farklı aynı türden iki hücrenin, aralarında oluşturdukları sitoplazmik bir köprü sayesinde gen alış verişi yapmaları olayına konjugasyon denir. Konjugasyon basit bir eşeyli üreme şekli olup bazı bakteri türlerinde ve paramesyumda görülür.
Konjugasyon yapan öglena
Bakteri konjugasyonunda gen aktarımı tek yönlüdür. Genetik çeşitlilik artar, birey sayısında artış görülmez.
Bazı bakterilerin pilus denilen uzantılarla birbirine tutunup, sitoplazmik köprü oluşturdukları gözlenir.
Konjugasyon Plazmit Aktarımı
Ökaryot bir hücreli canlı olan paramesyumda da konjugasyon görülür. Paramesyumun konjugasyonunda ise gen aktarımı çift yönlü olur.
Tags:
10.SINIF PERORMANS