Biyoloji alanında yapılan çalışmalar, son iki yüzyılda insan sağlığının korunması ve iyileştirilmesi konusunda önemli katkılar sağlamıştır. Bu katkılardan biri de aşı üretimidir. Bugün büyük ilaç fabrikalarında ileri teknoloji ile üretilen aşıların oldukça ilginç bir tarihi vardır. Aşı ilk defa 1700’lü yılların sonlarında, İngiliz Doktor Edward Jenner tarafından keşfedilmiştir. Bu keşfin ilginç bir hikayesi vardır. 1717-1718 yılları arasında İngiltere’nin Osmanlı Devleti büyükelçisi olarak görev yapan Edward Wortley Montagu’nun eşi Lady Montagu, İstanbul’da çiçek hastalığından korunmak için halkın bir yöntem uyguladığını öğrenmiş ve bundan bir mektubunda arkadaşına bahsetmiştir. İngiltere’ye döndükten sonra bunu zamanın uzmanlarıyla
paylaşmıştır. Bunu öğrenen Jenner, bu yöntemi hayvandan insana olacak şekilde bilimsel metotlarla geliştirmiştir.
Bu keşif ile son derece öldürücü olan çiçek hastalığının dünyanın birçok yerinde tamamen yok edilmesi sağlanmıştır. Bunun yanı sıra çocuk felci (polio), kızamıkçık, kabakulak ve hepatit B gibi diğer hastalıklara karşı etkin aşılar geliştirilmiştir.
Günümüzde tedavisi henüz bulunamamış olan hastalıklar için bilim insanları yoğun olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
İnsülin, kan şekerini düşüren bir hormondur. Sağlıklı yaşam için insülin miktarının kanda belli düzeyde bulunması gerekir. Bu nedenle insülin hormonunun yetersizliğinde şeker hastalığı görülür. İnsülin hormonu yıllarca, kesilen hayvanlardan elde edilmekteydi. Ancak bu durum, hem alerjik tepkimelere neden olmaktaydı hem de ekonomik değildi. Günümüzde ise, biyoteknolojik yöntemlerle insana ait insülin geni bakterilere aktarılarak daha ucuz ve daha bol insülin hormonu üretimi yapılmaktadır.
Çiçek Aşısının İlginç Tarihi
Lady Mary Wortley Montagu (1689 -1762), 1717-1718 yıllarında İngiltere’nin İstanbul büyükelçisi olarak görev yapan kocası ile Osmanlı topraklarını gezer. Yazdığı mektuplarla ünlü olan Lady Montagu, İstanbul’da bulunduğu sırada çiçek aşısının kocakarı denilen kişiler tarafından binlerce kişiye yapıldığını görmüş ve bu aşılama yönteminin İngiltere’de tanınmasına öncülük etmeye çalışmıştır. Lady Montagu’nun çiçek aşısından bahsettiği mektup aşağıdadır.
31. Mektup 1 Nisan 1717, Edirne
Bayan SC’ye
…Hastalıklar hakkında size öyle bir şey anlatacağım ki siz de burada olmak isteyeceksiniz.
Bizde pek tehlikeli ve yaygın bir hastalık olan çiçek hastalığı, aşılama dedikleri bir usülün keşfi sayesinde burada tamamen zararsız. Bu işi yapmayı kendilerine iş edinmiş birçok kocakarı var. Bunu her sonbahar mevsiminde havanın serinlemeye başladığı eylül ayında yapıyorlar. Ahali başka ailelerde çiçek hastalığı olup olmadığını birbirine soruyor. Bu maksatla toplanıp genelde on beş-on altı kişi olduklarında bir kocakarı en kuvvetli çiçek iltihabıyla dolu bir ceviz kabuğuyla geliyor ve hangi damarın açılmasını istediklerini soruyor. İğneyle istedikleri damarı açıyor ve açılan bu yere iğnenin başı kadar iltihap koyuyor. Bu ise ancak ufak bir sıyrık kadar acı veriyor. Ardından bu ufak yarayı bir ceviz kabuğu parçasıyla kapatıp sarıyor. Bu şekilde
dört-beş damar daha açıyorlar. Çocuklar aşı olduktan sonra o gün çıkıp birlikte oynuyor ve sekiz gün sonrasına dek sıhhatleri gayet yerinde oluyor. Sonra ateşleri çıkmaya başlıyor ve iki, nadiren üç gün hasta yatıyorlar. Yüzlerinde yirmi-otuzdan fazla kabarcık pek çıkmıyor, bunların da izi kalmıyor. Sekiz gün sonra da eskisi kadar sıhhatli oluyorlar. Hastalık süresince yaralarından iltihap akıyor, ama bunun hastalığa şifa olduğundan şüphem yok. Bu uygulama her sene binlercesine yapılıyor. Bundan ölen bir insan olmadı. Bana inanabilirsiniz, bu tecrübenin güvenirliğine o kadar inandım ki sevgili küçük oğluma da yaptırmayı düşünüyorum. Memleketimi çok sevdiğim için bu faydalı keşfin İngiltere’ye girmesi için elimden geleni yapabilirim. İçlerinde insanlığın iyiliği uğruna servetinin mühim kısmını sarf edebilecek hamiyetli kimseler olduğunu bilsem, bilhassa bu konu hakkında hekimlerimizden bazılarına yazmaktan geri durmazdım. Ancak, bu hastalık onlara fayda getiriyor. Buna son verecek bir cüretkar varsa onların tüm öfkesini üstüne çekmeye mecbur kalır. Ancak geri dönecek kadar yaşabilirsem belki onlarla mücadele etmeye cesaretim olabilir. Bu vesileyle dostunuzun kahramanlığını takdir edebilirsiniz (Lady Montagu, Şark Mektupları, Antik Şark Klasikleri, İstanbul, 2009, Sayfa 58-59).
paylaşmıştır. Bunu öğrenen Jenner, bu yöntemi hayvandan insana olacak şekilde bilimsel metotlarla geliştirmiştir.
Bu keşif ile son derece öldürücü olan çiçek hastalığının dünyanın birçok yerinde tamamen yok edilmesi sağlanmıştır. Bunun yanı sıra çocuk felci (polio), kızamıkçık, kabakulak ve hepatit B gibi diğer hastalıklara karşı etkin aşılar geliştirilmiştir.
Günümüzde tedavisi henüz bulunamamış olan hastalıklar için bilim insanları yoğun olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
İnsülin, kan şekerini düşüren bir hormondur. Sağlıklı yaşam için insülin miktarının kanda belli düzeyde bulunması gerekir. Bu nedenle insülin hormonunun yetersizliğinde şeker hastalığı görülür. İnsülin hormonu yıllarca, kesilen hayvanlardan elde edilmekteydi. Ancak bu durum, hem alerjik tepkimelere neden olmaktaydı hem de ekonomik değildi. Günümüzde ise, biyoteknolojik yöntemlerle insana ait insülin geni bakterilere aktarılarak daha ucuz ve daha bol insülin hormonu üretimi yapılmaktadır.
Çiçek Aşısının İlginç Tarihi
Lady Mary Wortley Montagu (1689 -1762), 1717-1718 yıllarında İngiltere’nin İstanbul büyükelçisi olarak görev yapan kocası ile Osmanlı topraklarını gezer. Yazdığı mektuplarla ünlü olan Lady Montagu, İstanbul’da bulunduğu sırada çiçek aşısının kocakarı denilen kişiler tarafından binlerce kişiye yapıldığını görmüş ve bu aşılama yönteminin İngiltere’de tanınmasına öncülük etmeye çalışmıştır. Lady Montagu’nun çiçek aşısından bahsettiği mektup aşağıdadır.
31. Mektup 1 Nisan 1717, Edirne
Bayan SC’ye
…Hastalıklar hakkında size öyle bir şey anlatacağım ki siz de burada olmak isteyeceksiniz.
Bizde pek tehlikeli ve yaygın bir hastalık olan çiçek hastalığı, aşılama dedikleri bir usülün keşfi sayesinde burada tamamen zararsız. Bu işi yapmayı kendilerine iş edinmiş birçok kocakarı var. Bunu her sonbahar mevsiminde havanın serinlemeye başladığı eylül ayında yapıyorlar. Ahali başka ailelerde çiçek hastalığı olup olmadığını birbirine soruyor. Bu maksatla toplanıp genelde on beş-on altı kişi olduklarında bir kocakarı en kuvvetli çiçek iltihabıyla dolu bir ceviz kabuğuyla geliyor ve hangi damarın açılmasını istediklerini soruyor. İğneyle istedikleri damarı açıyor ve açılan bu yere iğnenin başı kadar iltihap koyuyor. Bu ise ancak ufak bir sıyrık kadar acı veriyor. Ardından bu ufak yarayı bir ceviz kabuğu parçasıyla kapatıp sarıyor. Bu şekilde
dört-beş damar daha açıyorlar. Çocuklar aşı olduktan sonra o gün çıkıp birlikte oynuyor ve sekiz gün sonrasına dek sıhhatleri gayet yerinde oluyor. Sonra ateşleri çıkmaya başlıyor ve iki, nadiren üç gün hasta yatıyorlar. Yüzlerinde yirmi-otuzdan fazla kabarcık pek çıkmıyor, bunların da izi kalmıyor. Sekiz gün sonra da eskisi kadar sıhhatli oluyorlar. Hastalık süresince yaralarından iltihap akıyor, ama bunun hastalığa şifa olduğundan şüphem yok. Bu uygulama her sene binlercesine yapılıyor. Bundan ölen bir insan olmadı. Bana inanabilirsiniz, bu tecrübenin güvenirliğine o kadar inandım ki sevgili küçük oğluma da yaptırmayı düşünüyorum. Memleketimi çok sevdiğim için bu faydalı keşfin İngiltere’ye girmesi için elimden geleni yapabilirim. İçlerinde insanlığın iyiliği uğruna servetinin mühim kısmını sarf edebilecek hamiyetli kimseler olduğunu bilsem, bilhassa bu konu hakkında hekimlerimizden bazılarına yazmaktan geri durmazdım. Ancak, bu hastalık onlara fayda getiriyor. Buna son verecek bir cüretkar varsa onların tüm öfkesini üstüne çekmeye mecbur kalır. Ancak geri dönecek kadar yaşabilirsem belki onlarla mücadele etmeye cesaretim olabilir. Bu vesileyle dostunuzun kahramanlığını takdir edebilirsiniz (Lady Montagu, Şark Mektupları, Antik Şark Klasikleri, İstanbul, 2009, Sayfa 58-59).
Tags:
9.SINIF KONU ANLATIM