Mevsimlerin değişimeyle pek çoğumuz yorgunluk, hâlsizlik ve bitkinliğin etkisinde kalırız. Soğuk algınlığı, saç dökülmesi, yataktan dinç ve zinde kalkamama, çalışma şevkinde kırıklık gibi problemleri çoğumuz yaşarız. Bu durumda doktorunuza gittiğinizde doktor, size vitamin almanızı önerir
KELİMENİN KÖKENİ
Vitamin, Latince “yaşam”anlamına gelen “vita” sözcüğünden gelmektedir.
Organik bileşiklerden olan vitaminler, hayatsal faaliyetlerin düzenlenmesinde rol oynar. Bütün vitaminler genellikle metabolik tepkimelerde koenzim olarak görev yapar. Bitkiler vitaminlerini kendileri sentezlerken insanlar besinlerden sağlar. Bu nedenle vitamin çeşitlerinin tamamını bitkisel besinlerden sağlarız. Dengeli ve doğru beslenme için vitaminlerle birlikte karbohidrat, yağ, protein, su ve mineraller belirli oranda alınmalıdır.
Vitaminler basit moleküller olup, diğer organik moleküllerden farklı olarak sindirilmeden kana geçer, hücrelerde yapıya katılmaz ve enerji üretiminde kullanılmaz.
Vitaminlerin, oksijen, güneş ışığı, ısı, bakır, demir gibi bazı metallerle temas gibi nedenlerden dolayı kolaylıkla yapıları bozulabilir. Bu nedenle besinlerin hazırlanma, pişirilme ve saklanma aşamalarında dikkat gösterilmediği taktirde vitamin kaybı oluşabilir. Örneğin vitamin tabletleri koyu renkli şişelerde satılır; bunun nedeni vitamin tabletlerinin ışıktan zarar görmelerinin engellenmek istenmesidir. Salata yaparken marul yapraklarının bıçakla doğranması yerine elle koparılması, onların metal ile temasını engelleyecek ve vitamin kaybı önlenmiş olacaktır. Günümüzde vitaminlerin kimyasal bileşimleri bilindiği için istenilen vitaminler sentetik olarak üretilir. Sentetik vitaminler, etki ve özellikleri yönüyle doğal vitaminlerle benzerlik gösterir. Eksikliği tespit edilen sentetik vitamin, doktor kontrolünde alınmalıdır. Yalnız, sentetik vitaminlerin istenmeyen yan etkilerinin olabileceği unutulmamalıdır. Örneğin C vitamininin fazla alınması böbrek taşı oluşumuna yol açabilir. Bu nedenle sağlıklı yaşam için mümkün olduğunca vitamin ihtiyacımızı doğal besinlerden almalıyız.
Vitaminler, yağda ve suda çözünen vitaminler olmak üzere ikiye ayrılır. Yağda eriyen vitaminler A, D, E ve K vitaminleridir. Bu vitaminler özellikle karaciğerde depolanır. Eksiklikleri geç ortaya çıkar. Normalden fazla alınması durumunda zehir etkisi yapabilir. Suda eriyen vitaminler C ve B grubu vitaminlerdir. Bu vitaminler vücutta depolanamadığı için ihtiyaç fazlası, idrarla vücut dışına atılır.
A Vitamini:
Hücre yenilenmesi, bakteri ve virüslere karşı direnç kazanılmasını ve güneş ışığından korunmayı sağlar. Balık yağı, havuç, domates, kayısı gibi sarı ve kırmızı renkli sebze ve meyveler ile hayvansal besinlerden alınır. A vitamini az alındığında gece körlüğü, büyümede düzensizlik ve tavukkarası gibi rahatsızlıklar görülürken fazla alındığında ise zayıflama, saç dökülmesi, hâlsizlik gibi belirtiler ortaya çıkar.
D Vitamini:
Kalsiyum ve fosfat iyonlarının bağırsaklardan emilmesini hızlandırır, kemik ve dişlerde kalsiyum birikmesinde etkilidir. Çocukların büyümesi ve yaraların iyileşmesi için gereklidir. Kasların ve sinirlerin çalışmasında rol oynar. Bağışıklık sisteminin güçlü olmasında görev yapar. Atardamar hastalıklarının ve kanserin önlenmesi için gereklidir. Provitamin D’den güneş ışığında deri altında D vitamini sentezlenir. Balık yağında, az miktarda yumurta sarısında, süt ve tereyağında bulunur. D vitamini yetersizliğinde kalsiyum ve fosfat emilmesi azaldığından kemikler yumuşar ve bunun sonucu olarak çocuklarda raşitizm hastalığı görülür.
E Vitamini:
A vitamini ile birlikte üreme organlarının gelişiminde etkilidir. Antioksidan özelliği vardır. Hücre yenilenmesini sağlar. Kasların dayanıklılığını artırır. Damar sertliğini önler. Tahıllardan elde edilen yağlarda, yeşil sebzelerde, süt ve ette bulunur. E vitamini eksikliğinde kaslar gelişemez, erken yaşlanma ve kısırlık görülebilir.
K Vitamini:
Kanın pıhtılaşmasında ve yaraların iyileşmesinde etkilidir. Bağırsak bakterileri selülozdan K vitamini sentezler. K vitaminleri özellikle ıspanak, karnıbahar, lahana, domates, soya fasulyesi, pirinç kepeği ve yulaf filizlerinde bulunur. K vitamini eksikliğinde vücudun bağışıklık sistemi zayıf düştüğü için hastalıklara yakalanma riski artar. Ayrıca yaralar daha geç iyileşir ve erken yaşlanmaya sebep olabilir.
B Vitamini:
Karbohidrat metabolizmasında etkilidir, dolaşım ve sinir sisteminin normal çalışmasında görev yapar. Kuru fasulye, bal, karnabahar, yumurta, karaciğer, et, süt, baklagiller ve lahanada bulunur. B vitamini yetersizliğinde beriberi ve pellegra hastalığı görülür. Bu hastalıkların belirtileri kalp yetmezliği, sinir sisteminde bozukluklar, sindirim sisteminin düzensiz çalışması ve deride yaralar şeklinde ortaya çıkar. Ayrıca, anemi olarak bilinen kansızlık görülebilir.
C Vitamini:
Hücreler arası maddenin yapım ve korunması için gereklidir. Ayrıca hemoglobin oluşumu ve alyuvarların olgunlaşmasında etkilidir. Özellikle portakal, limon, siyah frenk üzümü gibi meyve ve çiğ sebzelerde bulunur. C vitamini eksikliğinde skorbit hastalığı görülür. Skorbit hastalığında diş etlerinde ve deri altlarında kanamalar, yaraların geç iyileşmesi gibi belirtiler ortaya çıkar. Ayrıca kemiklerde kırılmalar ortaya çıkabilir.
KELİMENİN KÖKENİ
Vitamin, Latince “yaşam”anlamına gelen “vita” sözcüğünden gelmektedir.
Organik bileşiklerden olan vitaminler, hayatsal faaliyetlerin düzenlenmesinde rol oynar. Bütün vitaminler genellikle metabolik tepkimelerde koenzim olarak görev yapar. Bitkiler vitaminlerini kendileri sentezlerken insanlar besinlerden sağlar. Bu nedenle vitamin çeşitlerinin tamamını bitkisel besinlerden sağlarız. Dengeli ve doğru beslenme için vitaminlerle birlikte karbohidrat, yağ, protein, su ve mineraller belirli oranda alınmalıdır.
Vitaminler basit moleküller olup, diğer organik moleküllerden farklı olarak sindirilmeden kana geçer, hücrelerde yapıya katılmaz ve enerji üretiminde kullanılmaz.
Vitaminlerin, oksijen, güneş ışığı, ısı, bakır, demir gibi bazı metallerle temas gibi nedenlerden dolayı kolaylıkla yapıları bozulabilir. Bu nedenle besinlerin hazırlanma, pişirilme ve saklanma aşamalarında dikkat gösterilmediği taktirde vitamin kaybı oluşabilir. Örneğin vitamin tabletleri koyu renkli şişelerde satılır; bunun nedeni vitamin tabletlerinin ışıktan zarar görmelerinin engellenmek istenmesidir. Salata yaparken marul yapraklarının bıçakla doğranması yerine elle koparılması, onların metal ile temasını engelleyecek ve vitamin kaybı önlenmiş olacaktır. Günümüzde vitaminlerin kimyasal bileşimleri bilindiği için istenilen vitaminler sentetik olarak üretilir. Sentetik vitaminler, etki ve özellikleri yönüyle doğal vitaminlerle benzerlik gösterir. Eksikliği tespit edilen sentetik vitamin, doktor kontrolünde alınmalıdır. Yalnız, sentetik vitaminlerin istenmeyen yan etkilerinin olabileceği unutulmamalıdır. Örneğin C vitamininin fazla alınması böbrek taşı oluşumuna yol açabilir. Bu nedenle sağlıklı yaşam için mümkün olduğunca vitamin ihtiyacımızı doğal besinlerden almalıyız.
Vitaminler, yağda ve suda çözünen vitaminler olmak üzere ikiye ayrılır. Yağda eriyen vitaminler A, D, E ve K vitaminleridir. Bu vitaminler özellikle karaciğerde depolanır. Eksiklikleri geç ortaya çıkar. Normalden fazla alınması durumunda zehir etkisi yapabilir. Suda eriyen vitaminler C ve B grubu vitaminlerdir. Bu vitaminler vücutta depolanamadığı için ihtiyaç fazlası, idrarla vücut dışına atılır.
A Vitamini:
Hücre yenilenmesi, bakteri ve virüslere karşı direnç kazanılmasını ve güneş ışığından korunmayı sağlar. Balık yağı, havuç, domates, kayısı gibi sarı ve kırmızı renkli sebze ve meyveler ile hayvansal besinlerden alınır. A vitamini az alındığında gece körlüğü, büyümede düzensizlik ve tavukkarası gibi rahatsızlıklar görülürken fazla alındığında ise zayıflama, saç dökülmesi, hâlsizlik gibi belirtiler ortaya çıkar.
D Vitamini:
Kalsiyum ve fosfat iyonlarının bağırsaklardan emilmesini hızlandırır, kemik ve dişlerde kalsiyum birikmesinde etkilidir. Çocukların büyümesi ve yaraların iyileşmesi için gereklidir. Kasların ve sinirlerin çalışmasında rol oynar. Bağışıklık sisteminin güçlü olmasında görev yapar. Atardamar hastalıklarının ve kanserin önlenmesi için gereklidir. Provitamin D’den güneş ışığında deri altında D vitamini sentezlenir. Balık yağında, az miktarda yumurta sarısında, süt ve tereyağında bulunur. D vitamini yetersizliğinde kalsiyum ve fosfat emilmesi azaldığından kemikler yumuşar ve bunun sonucu olarak çocuklarda raşitizm hastalığı görülür.
E Vitamini:
A vitamini ile birlikte üreme organlarının gelişiminde etkilidir. Antioksidan özelliği vardır. Hücre yenilenmesini sağlar. Kasların dayanıklılığını artırır. Damar sertliğini önler. Tahıllardan elde edilen yağlarda, yeşil sebzelerde, süt ve ette bulunur. E vitamini eksikliğinde kaslar gelişemez, erken yaşlanma ve kısırlık görülebilir.
K Vitamini:
Kanın pıhtılaşmasında ve yaraların iyileşmesinde etkilidir. Bağırsak bakterileri selülozdan K vitamini sentezler. K vitaminleri özellikle ıspanak, karnıbahar, lahana, domates, soya fasulyesi, pirinç kepeği ve yulaf filizlerinde bulunur. K vitamini eksikliğinde vücudun bağışıklık sistemi zayıf düştüğü için hastalıklara yakalanma riski artar. Ayrıca yaralar daha geç iyileşir ve erken yaşlanmaya sebep olabilir.
B Vitamini:
Karbohidrat metabolizmasında etkilidir, dolaşım ve sinir sisteminin normal çalışmasında görev yapar. Kuru fasulye, bal, karnabahar, yumurta, karaciğer, et, süt, baklagiller ve lahanada bulunur. B vitamini yetersizliğinde beriberi ve pellegra hastalığı görülür. Bu hastalıkların belirtileri kalp yetmezliği, sinir sisteminde bozukluklar, sindirim sisteminin düzensiz çalışması ve deride yaralar şeklinde ortaya çıkar. Ayrıca, anemi olarak bilinen kansızlık görülebilir.
C Vitamini:
Hücreler arası maddenin yapım ve korunması için gereklidir. Ayrıca hemoglobin oluşumu ve alyuvarların olgunlaşmasında etkilidir. Özellikle portakal, limon, siyah frenk üzümü gibi meyve ve çiğ sebzelerde bulunur. C vitamini eksikliğinde skorbit hastalığı görülür. Skorbit hastalığında diş etlerinde ve deri altlarında kanamalar, yaraların geç iyileşmesi gibi belirtiler ortaya çıkar. Ayrıca kemiklerde kırılmalar ortaya çıkabilir.
Tags:
9.SINIF KONU ANLATIM