Biyoloji Performans- Erozyon

Toprağın akarsular, sel suları ve rüzgarlar gibi dış kuvvetlerin etkisiyleaşındırılıp taşınması ve sürüklenmesi olayına erozyon denir.
Yeryüzünde bitki örtüsü ve su akışı ile toprak örtüsü arasında doğal bir denge vardır. Bu doğal denge içerisinde, yer yüzünün dış kuvvetler tarafından aşındırılmasına doğal erozyon denir. Doğal erozyon insanlarve çevre için zararlı değildir. Çünkü doğal erozyonla çok yavaş olarak üstten aşınan toprağın yerine alttan yeni toprak oluşmaktadır. Onun için toprak örtüsü yenilenerek yerinde kalmaktadır. Ancak bitki örtüsünün tahribi gibi insanların olumsuz girişimleri sonucu doğaldenge bozulur. Böylece erozyon hızlanır. Bu olay sonunda toprak örtüsü hızla incelirzamanla yok olur. Kayalar yüzeye çıkar. Ülkemizdünyada erozyonun en çok görüldüğü ülkelerden biridir. Topraklarımızın en az yarısı çeşitli derecelerde erozyona uğramıştır. Türkiye’de görülen erozyonKuzey Amerika’dan 6, Avrupa’dan 17 kat daha fazladır.
Türkiye’de Erozyonu Oluşturan Başlıca Etkenler

a)    Arazinin Çok Engebeli ve Eğimli Olması

Eğimin fazla olması sağanak yağışların bu tür arazileri kolayca süpürmesine neden olur.
b)    Bitki Örtüsünün Tahrip Edilmesi
Ormanların bilinçsizce kesilmesi ve orman yangınları özellikle eğimli arazilerin çıplak kalmasına neden olur. Ayrıca mera ve otlakların aşırı otlatılması, otlakların dengesini bozar.
c)    İklimin Etkisi
Ülkemizde özellikle iç bölgelerde meydana gelen sağanak yağmurlar ve bunların sonucunda oluşan seller, bitki örtüsünün zayıf olduğu alanlarda toprakların süpürülmesine neden olmaktadır. Dere yataklarının ıslah edilmemesi ve sel taşkınları toprak erozyonunu artırıcı etkenlerdendir.
d)    Toprağın ve Ana Kayanın Etkisi
Anakayanın fiziksel ve kimyasal özellikleri aşınma üzerinde etkilidir. Bitki örtüsünden yoksun kumlu, killi araziler yüzey suları tarafından kolayca aşındırılarak şekillendirilir.
e)    Arazinin Yanlış Kullanımı
Ormanların tahrip edilerek tarım alanlarına dönüştürülmesi, bozkır, çayır, ormanlık alanlardaki otlakların hayvanlara otlatılması, anız örtüsünün yakılması ve arazinin eğim yönünde işlenmesi gibi faktörler arazinin doğal dengesini bozmaktadır. Bu tür olaylar erozyonu artırmaktadır.
Rüzgarlar yağışın fazla olduğu Doğu Karadeniz’in kıyı kesimleri hariç bir çok bölgede erozyona neden olur. Bu yerlerin başında Konya-Karapınar çevresi gibi hem bitki örtüsünün zayıf, hem de kuraklığın belirgin olduğu yöreler gelir.
Türkiye’de Erozyonun Ortaya Çıkardığı Başlıca Sorunlar
•    Toprağın üstteki verimli kısmının sel sularıyla süpürülüp gitmesiyle tarımsal verim azalmaktadır.
•    Erozyon sonucu, toprakların bir kısmı denizlere, göllere ve barajlara taşınmaktadır. Bunun sonucunda da barajlar kısa sürede toprakla dolmaktadır.
•    Erozyonla toprakların taşındığı yerlerde verimsiz olan taşlık ve kayalık araziler ortaya çıkmaktadır.
•    Erozyonun günümüzdeki hızıyla devam etmesi halinde yakın gelecekte ülkemiz çölleşme sorunuyla karşı karşıya kalacaktır.
Toprak Erozyonundan Korunma Yolları
•    Bitki örtüsü korunmalı, çıplak araziler ağaçlandırılmalıdır.
•    Tarla açma gibi nedenlerle ormanlar tahrip edilmemelidir.
•    Nadas alanları azaltılmalı, nöbetleşe ekim yaygınlaştırmalıdır.
•    Meraların ve otlakların aşırı otlatılması önlenmelidir.
•    Barajların ve göllerin su toplama alanları ağaçlandırılmalıdır.
•    Mera hayvancılığı yerine ahır hayvancılığı geliştirilmelidir.
•    Araziler eğim doğrultusunda değil, eğime dik olarak sürülmelidir.
•    Rüzgarların etkili olduğu alanlara rüzgarın hızını kesecek engeller yapılmalıdır.
•    Eğimli araziler aşırı işlenmemelidir.
•    Eğimli araziler taraçalandırılmalıdır.
•    Ürünler hasat edildikten sonra anız örtüsü yakılmamalıdır.
•    Akarsu yatakları ıslah edilmelidir.
•    Erozyonla mücadele ile ilgili olarak halk eğitilmelidir.
Yüzey Erozyonuna Karşı Alınacak Teknik ve Biyolojik Önlemler:
  • (1) Teraslandırma
(a) Tünel Tipi Teraslar
  1. Tünel Tipi Yassı Teras ,
  2. Tünel Tipi Çift Hendekli Yassı Teraslar ,
(b) Otlandırılmış Tümsekler
(c) Taş Kordonlar
(d) Bitki Kordonları
(e) Meyve Ağacı Dikim Terasları
(f) Ay Terasları
(g) Kesik Teraslar
(h) Yağmurluklar
(I) Seki Teraslar
  1. Toprak Seki Teras ,
  2. Taş Duvar Seki Teras ,
  3. Orman Ağacı dikim terasları
(k) ”Ujda” Hendekleri
(L) Otlak Tipi Yassı Temas
  • (2) Çürük Yamaçların ve Yol v.s. Şeylerinin Yeşillendirilmesi
(a) Çizgi Ot Ekimi
(b) Ot kesekleri ile kaplama
(c) Örme Çitler
(d) Çalı Demetleri

Oyuntu Erozyonuna Karşı Alınacak Teknik ve Biyolojik Önlemler:
  1. Ağaçlandırma
  2. Meraların Otlandırılması ,
  3. Oyuntuların Düzeltilmesi ,
(a) Kuru Duvar Eşikler
(b) Çalı Demetleri
(c) Örme çitler
(d) Delikli Saç Levhalar
(e) Kafes Tel Eşik
(4) Islah Barajları
(5) Akma Kanalları

(a) normal Akma Kanalı
(b) Düşüş Duvarlı Akma Kanalı
Kıyı Erozyonuna Karşı Alınacak Önlemler:
(1) Mahmuzlar
(a) Harçlı Taş Duvar Mahmuzlar
(b) İçi taş dolu Tel Kafes Mahmuzlar
(c) Kazık + Taş + Dal Mahmuzlar
(I) Tek sıra kazık Mahmuzlar
(II) Çift Sıra Kazık Mahmuzlar
(d) Üç Ayak Mahmuzlar
Arazi Kanalları ve Akmalara Karşı Alınacak Teknik ve Biyolojik Önlemler:
(1) Kayamaya neden olan suların drene edilmesi
(2) Derivasyon ve Baraj İnşaatı yolu ile kaymanın durdurulması
(3) Kayma Sahalarının Ağaçlandırılması ve Otlandırılması
Rüzgar Erozyonuna Karşı Alınacak Teknik ve Biyolojik Önlemler:
(1) Koruyucu Orman Şeritlerinin Tesisi
(2) Kumulların Tespiti
(a) Hakim Rüzgar yönüne dik yapay kumul şeridi oluşturulması
(b) Tahta Perdeler Tesisi
(c)Dal/Çalı vs. İle Perde Tesisi
(d) Otlandırma ve Ağçlandırma
Çığlara Karşı Alınan Teknik ve Biyolojik Yöntemler:
(1) Pasif Koruma Yöntemleri:
(a) Çığ Tünelleri
(b) Kar Akışının Kolaylaştırılması
(c) Çığ bölücü yapılar
(d) Çığ yolunu değiştirici tedbirler
(2) Aktif Koruma Yöntemleri
(a) Çığ Terasları
(b) Çığ Duvarları
(c) Çığ Piramitleri
(c) Çığ Köprüleri:
Erozyona Karşı Alınması Gereken Toplumsal Önlemler:
Ormansızlaşma ve erozyon gibi doğal dengelerin bozukluğunun çölleşme getirdiği çok açıktır ve bütün dünya bunu kabul eder. Ayrıca bu çölleşmenin en büyük nedeninin “insan” olduğunu bildiğimiz halde, kendi menfaatlerimizin uğruna toprağı tahrip edip, yaptıklarımızın erozyona yol açıp sonunda da çölleşmeye yol açtığını bildiğimiz halde yaptıklarımıza hiç “dur” demiyoruz ya da herhangi bir önlem almıyoruz.
Doğa bu konuda “masum” olsa da çok güçlü bir savunma sistemi olduğunu bildiğimiz için bu bozukluk ile ilgili hiç bir önlem almadık; ancak her şeyin bir dayanma sınırı vardır ve insanlar doğanın dayanma sınırını çok fazla aşmışlardır.
Erozyon bir sosyo - ekonomik bir olaydır. Maalesef, ileri indüstri toplumları daha lüks ve yüksek yaşam standartlarına taşırlarken çevre sorunlarını da çoğaltırlar. Bu nedenle indüstrilerin şehir dışında, tarım alanlarının veya meraların üstüne inşaa edilmeyip, toprağı zaten daha kullanışsız olduğu bir alan kurulması daha akıllıcadır.
Doğaya ve yeşil örtülere sahip çıkmama, geri kalmışlığın bir göstergesidir. Çok büyük nüfus patlamaları, eğitimsizlik ve saygı eksikliği nedeniyle hem kendilerine hem ülkelerine hem de doğaya zarar vermektedirler. Bunların olmaması için bütün insanların bu konuda eğitilmesi, aslında doğaya zarar vererek, kendilerine de zarar verdiklerini ve doğaya saygı öğretilmelidir.
Doğanın tahribatının diğer bir nedeni ide toplumların kültürüdür. Doğayı koruma, ormanlara ve yeşil örtülere sahip çıkma kültürel bir olaydır. Bunun da Aile, yuvasında başalaması, okulda devam etmesi ve medya dahil tüm yaşam boyunca verilmesi gereken bir eğitimdir.
Bunların yanında insanların kararını değiştiren toplumsal kuruluşlar kurulması, insanları bu kuruluşlara çağırılması ve insanları bu konuda teşvik etmeleri gerekmektedir. Ayrıca kuruluşlara destek amacıyla ülkeler anayasaya bu konuyla ilgili yasalar koyup erozyon bu kuruluşların yaptıklarını resmileştirmelidirler.
Sonuç
Dünyadaki tüm besin Maddelerinin %78’ini bitkisel besin maddeleri oluşturmaktadır. Bu bitkisel besin maddelerinin tek üreticisi topraktır. Bu nedenle yararlı toprağı götüren erozyon durdurulmalıdır. Topraklar kendi “yeteneklerine” göre kullanılmalı, hatalı arazi kullanımından kaçınılmalı ve bitki örtüsü korunmalı ve bitki örtüsünün gelişmesinde doğaya yardımcı olunmalıdır. Tabii ki, bunların hepsini tek bir kişiden beklenemez, bu yüzden insanlar eğitilmeli ve herkes bu konuda birbirlerine yardımcı olmalıdırlar. Bu maddeler bu konuyu özetlemektedir:
  • Dünya insanlara ait değildir.
  • Dünya bizlere geçmişin mirası değil, geleceğin emanetidir. Emanet hıyanet gerçek insanlıkla bağdaşmaz.
  • Doğanın tahribi, tüm Canlılara ait yaşam koşullarının yok edilmesiyle özdeşleşmiştir.
  • Doğal Denge bozulmuştur. O nedenle, yaşanılabilir bir dünyanın yeniden kazanılması veya ekolojik dengenin yeniden eski sağlığına kavuşması, insan yardımı olmadan gerçekleşemez.
  • Doğal kaynakların korunması ve devamlılıklarının sağlanması, onlardan en yüksek düzeyde yaralanma amacından çok, gerçek insanlığımızın ortaya konması bakımından önemlidir.
  • Doğal kaynakları, sömürü materyali olarak değil, yaşamın temel varlıkları olarak görmek zamanı gelmiş, hatta geçmektedir.
  • Yaşadığımız ortamı kurtarmak için henüz çok geç kalınmamıştır. Fakat olaya sadece karşıdan bakıp yorumlamakla zaman kaybetmemeliyiz. Tam aksine, çevremizi aktif olarak koruma eylemini gerçekleştirmeliyiz. Çünkü, doğayı aktif olarak koruma, tüm Canlıların yaşamına hizmet demektir.
  • İnsan dışında hiç bir doğal varlık, kendisini etkin bir şekilde savunamaz. Tam aksine, hepsinin korunmaya gereksinimleri vardır. Eğer insanlar, bu doğal varlıklardan en üst düzeyde ve sürekli olarak yararlanmak istiyorlarsa, bunu onları koruyacak, yani ekolojik dengeyi bozmak için bu yararlanmayı doğa yasalarına uygun şekilde yapmak zorundadırlar.
  • İnsanlara doğal güzellikleri sevdirmek, ve onların tahribine acımalarını sağlamak kolaydır. Fakat insanların daha uygar ve modern bir yaşam için doğayı sürekli olarak tahrip ettiğine ve bu eylemin yaşam koşullarının ve temellerinin yok edilmesiyle eşdeğer olduğuna inandırmak çok güçtür. Buna karşın, bu güçlüğü aşmak için hepimize önemli görevler düşmektedir. Bireysel olarak yapılacak ve çok önemsiz gibi görünen bu görevleri küçümsememek gerekir. Çünkü “Hiç kimse çok az şey yapabileceği için, hiç bir şey yapmamayı yeğleyen birisi kadar büyük bir hata işleyemez.”

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

Color Posts