Virüsler

Virüs Nedir?
Virüsler çapı 20 nm’yi bulan, en küçük biyolojik varlıklardan biridir (Resim 185). Bazen biyolojik organizmalar olarak adlandırılsalar da hiçbir canlı âlemi altında sınıflandırılmayan ayrı bir gruptur. Herhangi bir organelleri ve metabolik aktiviteleri olmamasına rağmen protein kılıfı içinde DNA ya da RNA’ya sahip bu varlıkların canlı olup olmadıkları önemli tartışma konularından biridir. Virüsler, ancak canlı bir hücrenin içinde canlılık özelliği gösterip bu hücreden ayrıldığı zaman pasif duruma geçen varlıklardır.



Virüslerin Çoğalması
Virüsler zorunlu hücre içi parazitidir. Yani metabolik aktivitelerini gerçekleştirmek için canlı hücrelere ihtiyaç duyar.
Bu ihtiyacın en önemli nedeni üremedir. Virüs konakçı hücreye girdikten sonra DNA’sını eşlemek için konakçının nükleotit ve enzimlerini, protein kılıfı oluşturmak için de hücrenin diğer kaynaklarını kullanır. Yeni virüsler konakçıyı terk etmeye hazırdır. DNA ve protein kılıf (kapsid) bir araya geldiğinde yeni virüsler oluşur ve hücreyi terk ederler.

Virüsler ve Sağlığımız
• Uçuk (Herpes)
Uçuk, uçuk virüsünün (Herpes simplex-Herpes simpleks) neden olduğu ve genellikle dudak, ağız ve burun çevresinde görülen bulaşıcı bir hastalıktır (Resim 187). Uçuk virüsü ile insan genellikle ilk defa küçükken (0-4 yaş) tanışır. Uçuğu olan aile bireylerinden birinin öpmesi ya da temas etmesi sonucunda uçuk virüsü vücuda girer. Sinir hücrelerine yerleşen bu virüs bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda etkin hâle geçer. Uçuğun ilerlemesini durdurmak ilaç tedavisi ile mümkündür.

• Kuduz
Virüslerin yol açtığı, sıklıkla hayvanlardan insana bulaşan, beyni ve omuriliği etkilediği için ölümle sonuçlanabilen bir hastalıktır. Kuduza (Rabies virus-Rabiyes virüs) neden olan virüs, memelilerin ve kuşların (sıcak kanlı hayvanlar) hücrelerinde yaşayabilir (Resim 188). Kuduz bir hayvanın insanı ısırmasıyla bulaşır. Kurt, tilki, yarasa, tavşan gibi hayvanlarda kuduz virüsü oldukça yaygındır. Bu yabani hayvanlarda yaygın bir şekilde bulunmasına rağmen, virüsün insanlara bulaşmasına neden olan hayvanlar sıklıkla kedi ve köpek gibi evcil hayvanlardır. Bu hayvanların salyasında bulunan kuduz virüsü, hayvanın ısırmış olduğu yerdeki yaradan içeriye girer. Daha sonra yavaş yavaş ilerler ve beyne ulaşır. Hastalığın ancak kuluçka döneminde uygulanan koruyucu tedavisi oldukça başarılı sonuçlar verir. Bu yüzden kuduz artık eskisi gibi korkutucu hastalıklar arasında değildir. Hastalığın bulaşmış olduğu düşünülen kişilere, vakit kaybedilmeden aşı ya da bağışıklık serumu uygulanır. Koruyucu tedavinin amacı budur. Etkisi zayıflatılmış kuduz virüslerinin hayvanlara aşılanmasıyla ve hayvanların kan serumunun insanlara şırınga edilmesiyle hayvanın kanında bulunan antikorlar kuluçka döneminde virüsleri öldürerek insanları ölümden kurtarır.

• Hepatit B
Hepatit B, karaciğer iltihabı anlamına gelen hepatit hastalığının etkeni olan virüslerden bir tanesidir Meydana getirdiği hastalık, çok ağır sonuçlara neden olabilmektedir. Bu virüs esas olarak karaciğere yerleşir, orada çoğalır ve zamanla karaciğeri tahrip edecek boyutlara ulaşabilir. Hepatit B, kan yoluyla ve sıklıkla yakın temasla (kan dışındaki vücut sıvıları: tükürük, ter, cinsel organ sıvıları) bulaşır. Derideki bir çatlak ya da açık yara ile temas eden bir damla kan ya da tükürük bile hastalığın bulaşması için yeterli olabilmektedir.

• Grip
Grip virüsleri, genetik materyali RNA olan üst solunum yollarına etki eden virüslerdir. Grip, virüs enfeksiyonu olduğu için antibiyotikler tedavide işe yaramaz çünkü antibiyotikler yalnızca bakterilere etki eder. Yaklaşık bir hafta içinde hastalık kendiliğinden iyileşecektir ancak doktora gitmek ve 3-5 gün iyice dinlenmek gereklidir. Bol sıvı tüketilmesi de salgıların rahatça dışarı atılmasını sağladığından iyileşmeyi hızlandırır. Virüs kaynaklı (viral) hastalıkların ve yeni virüs türlerinin ortaya çıkmasında farklı süreçler etkili olmaktadır. Bunlar arasında belki de en hızlı gerçekleşeni mevcut virüslerin değişime uğramasıdır. Genetik materyali RNA olanların daha kolay değişime uğradığı, bununla beraber DNA virüslerinde de değişim sayısının çok düşük olmadığı görülmektedir. Bu değişimler, aşı ile kazanılan yeni virüsler için etkisiz kalmasına neden olmaktadır. Aşı olsak da hasta olma ihtimalimizin yüksek olmasının nedeni, aşının bir önceki yılın virüslerine karşı geliştirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır.


• AIDS / HIV
HIV (İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü) insanlarda bağışıklık sistemini bozan AIDS’e neden olan bir virüstür. Bağışıklık sistemi bizi bakteri, virüs gibi mikroplardan ve kanser gibi hastalıklardan korur. HIV virüsü vücudun savunma gücünü zayıflatarak yıkmaktadır. Bu yüzden normal koşullarda tedavi edilebilen hastalıklar, vücudun savunma gücü zayıfladığından tedavi edilemez. AIDS virüsü insandan insana; kan ve kan ürünlerinden, cinsel temastan ve anneden - bebeğe geçiş olmak üzere üç yolla geçer. Henüz kesin bir aşı ve tedavisi geliştirilememiş
olan, ölümle sonuçlanan ve gençler arasında büyük bir yaygınlık gösteren bu hastalıktan korunmanın tek yolu bilgi sahibi olmaktır. HIV birçok vücut sıvısında bulunmasına rağmen sadece kan, kadın ve erkeğin cinsel salgıları ile bulaşabilmektedir. Dokunmak, el sıkışmak, sarılmak, aynı yerde oturmak, aynı banyoyu ve tuvaleti paylaşmak, aynı tabağı, bardağı, çatalı, kaşığı kullanmak, aynı giysileri giymekle HIV bulaşmamaktadır. 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

Color Posts