Sitoplazma ve Organeller 9.Sınıf Biyoloji 2.Ünite-

Sitoplazma hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran yumurtanın akına benzer yarı akışkan sıvıdan oluşur. Peki, bu kısımda neler bulunur? Sitoplazmanın büyük bir kısmını su oluşturur. Bunun yanı sıra sitoplazmanın yapısında enzimler, vitaminler, RNA, aminoasit, glikoz gibi organik bileşikler, atık maddeler vb. bulunmaktadır. Organizma için büyük önem taşıyan organeller de sitoplazmada bulunurlar. Şimdi bu organellere bir göz atalım.

Ribozom ister prokaryot ister ökaryot olsun, bütün hücreler için ortak olan bir organeldir.

Ribozomun görevi protein sentezidir. Bu konunun detaylarını ileriki yıllarda öğreneceksiniz.
Proteinler, hücrede dolayısıyla organizmada kas hareketinden sindirime, solunum gazlarının taşınmasından vücut sıcaklığının düzenlenmesine kadar pek çok olayda görevlidir. Protein sentezi olmasaydı hücredeki bütün hayatsal faaliyetler dururdu.


Sitoplazma içinde serbest veya endoplazmik retikuluma tutunmuş hâlde bulunurlar. Aynı zamanda mitokondri ve kloroplast gibi organellerde de bulunmaktadırlar. Ribozomlar zarsız organeldir. Bu organel protein ve RNA’dan oluşur. Sayıları hücreden hücreye değişiklik göstermektedir. Genç ve sentez yapan hücrelerde daha fazladır. Örneğin insanların bazı karaciğer hücrelerinde milyonlarca ribozom bulunmaktadır.

Ribozom iki temel alt birimden oluşmaktadır. Protein sentezi sırasında bu birimler bir araya gelirler. Protein
sentezinin gerçekleşmediği zamanlarda ribozomun alt ve üst birimleri ayrı bulunurlar. Farklı yapıya sahip hücrelerde ribozomların temel yapıları aynı olmakla beraber boyut ve iç yapıları farklılık gösterir. Peki gezimizdeki fabrikada ribozom neresi olabilir?

Endoplazmik retikulum hücre zarından hücre çekirdeğine kadar uzanan kanallar sisteminden oluşmuştur. Görevi madde iletimi ve bazı maddelerin depolanmasıdır. Özellikle üzerinde ribozom bulunduran endoplazmik retikulumlar protein taşınmasında görev alır. Tek katlı zar yapısına sahiptir.

Endoplazmik retikulum üzerinde ribozom varsa granüllü endoplazmik retikulum yoksa granülsüz endoplazmik retikulum olarak adlandırılır.

Granüllü endoplazmik retikulum, ribozomlar tarafından sentezlenen proteini alarak işler ve bunu golgi cisimciğine gönderir. Organizmada protein sentezinin fazla olduğu hücrelerde granüllü endoplazmik retikulumun sayısı da fazladır. Karaciğerin görevinin organizmadaki zararlı molekülleri moleküllerini
zararsız hâle dönüştürmek olduğunu biliyoruz. Bu görevi karaciğer hücrelerinde granülsüz endoplazmik retikulumun gerçekleştirdiğini biliyor muydunuz? Granülsüz endoplazmik retikulum lipit ve karbohidrat sentezi yapan hücrelerde daha çok bulunmaktadır. Aynı zaman da kas hücrelerinde kalsiyum depo eden çeşidi de vardır. Cinsiyet hormonları ve hücre zarı yapısında bulunan yağların sentezinde de görevlidir. Golgi cisimciği üretim, salgılama, paketleme ve depolama merkezi gibidir.

Tek kat zarla çevrili kesecikler sistemidir. Golgi cisimciği sadece ökaryot hücrelerde bulunmaktadır. Salgı
yapan hücrelerde ve sinir hücrelerinde golgi cisimciği iyi gelişmiştir. Kırmızı kan hücreleri ve sperm hücrelerinde bulunmaz. Golgi cisimciği hücre zarının özgüllüğünü saptamada önemli görev alır.

Golgi cisimciğinin görevini yapamaması hangi sağlık sorunlarına yol açar? Örneğin tükürük bezinden salgılanan tükürüğün azalması ağız kuruluğuna yol açar. Tükürüğün salgılanmasında da golgi cisimciği etkilidir. Pankreas gibi enzim ve hormon salgılayan yapılarda da golgi cisimciği büyük önem taşımaktadır. Pankreas hücrelerindeki golgi cisimciğinde sentezlenen sindirim enzimleri salgı keseciklerinde depolanır.
Sindirim enzimleri, ihtiyaç duyulduğunda ekzositoz ile hücre dışına verilmektedir.

Fabrikamızı düşünelim. Golgi cisimciğini hangi birim ile özdeşleştirebiliriz?

Lizozom hücre içi sindirimde görevlidir.
Lizozom içerisinde sindirim enzimleri bulunur. Hücre içi sindirimde görevlidir. Hücre içerisine endositoz ile alınan besinler lizozom ile birleşerek sindirim kofuluna dönüşmektedir. Sindirilen besinlerin yapı taşları sitoplazmaya geçmektedir. Lizozomlardaki enzimler sayesinde hücre içinde bazen yıpranan organeller yutulmaktadır. Bu sayede hücre yenilenmesi de sağlanır. Lizozom tek kat zarla çevrilidir. Bu zar zarar
görürse neler olur? İçerisindeki enzimler hücre içine dağılır. Hücrenin kendi kendini sindirmesine yol açar. Bu olaya otoliz denilmektedir. Embriyonik gelişim sırasında parmak arasındaki perdeleri oluşturan hücrelerde bulunan lizozom içindeki enzimler tarafından sindirilerek bu perdeler ortadan kalkmaktadır. İlerleyen yaş ile birlikte aynı enzimin sindirim sonucu oluşan atık maddelerinin tamamı hücre dışına atılamayarak bir kısmı hücre içinde birikmektedir. Bu durum hücrenin yaşlanmasına yol açar. Yaşın ilerlemesiyle insanın ellerinde ve vücudunda yaşlılık lekeleri bu şekilde meydana gelmektedir. Kertenkelelerin kuyruğunu bırakmasında da lizozom enzimleri görev yapar.

Mitokondriler hücrenin enerji santralleridir ya da başka deyişle ATP üretim merkezidir.
Ökaryot hücrelerde enerji çoğunlukla mitokondride, besinlerin yapı taşlarının hücresel solunum yardımıyla yıkılması ile elde edilmektedir. Memelilerde olgun alyuvarlarda mitokondri bulunmaz.

Mitokondri çift zarlı bir organeldir. Dıştaki zar düz, içteki zar ise kıvrımlıdır. Krista adı verilen iç zar kıvrımları yüzey alanının genişlemesini sağlamaktadır. Bu sayede oksijenli solunum hızlanmaktadır. Enerji üretimi fazla olan hücrelerde krista sayısı fazladır. Mitokondrinin iç kısmı matriks olarak adlandırılan ve içerisinde DNA, RNA, ribozom ve solunum enzimlerinin bulunduğu bir sıvı ile doludur.

Mitokondrinin kendine özgü ribozom, RNA ve DNA’sı bulunur. DNA’larındaki bilgi sınırlı olduğundan çekirdek DNA’larının kontrolünde bölünürler

Hatırlarsanız fabrikamızda yakıtı tankerler getiriyordu. Bütün diğer işlerin yapılabilmesi için fabrika gibi bizim de enerjiye ihtiyacımız var. Biz de ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi yediğimiz besinlerden karşılıyoruz.

Plastidler bitki hücrelerine rengini veren organellerdir. Alglerde de bulunur. Renklerine göre üçe ayrılırlar: kloroplast, kromoplast, lökoplast. Plastidler bulundurdukları renk maddesi ve görevlerine göre birbirlerine dönüşebilir.

Kloroplastlar klorofil taşırlar. Yeşil renklidirler. Fotosentezin yapıldığı organellerdir.

Bitkilerde yaprak, dallar, otsu gövde ve meyvelerde bulunur. Kendine özgü DNA, RNA ve ribozomu vardır. Çekirdeğin kontrolünde kendini eşleyebilir ve protein üretir. Çift zarlıdır. Yapısındaki klorofiller güneş ışığının soğurulmasını sağlar. Kloroplastın içini dolduran sıvıya stroma denir. Kloroplastlarda ATP de sentezlenebilir. Fakat burada sentezlenen ATP’ler sadece fotosentez tepkimelerinde kullanılır.

Kromoplast, bitkilerde yeşil dışındaki diğer renk pigmentlerini taşır. Bitkinin çiçek, meyve ve yaprak gibi kısımlarında bulunur.
Kromoplasta kırmızı renk veren likopen, sarı renk veren ksantofil, turuncu renk veren madde ise karoten olarak adlandırılır.

Aynı zamanda depolama ve atıkların uzaklaştırılmasından da sorumludur. Olgun bitki hücrelerinde büyük bir merkezi koful bulunur. Bitki hücrelerindeki kofullar büyük ve az sayıdadır. Hayvan hücrelerinde ise kofullar küçük ve çok sayıdadır. Genç bitki hücrelerindeki kofullar daha küçük, yaşlı bitki hücrelerindekiler ise daha büyüktür.

Besin kofulları fagositoz ile oluşmaktadır. Tatlı sularda yaşayan protistler (Protist kelimesinin çoğulu protistadır.) fazla suyu hücre dışına kontraktil koful ile atar.


Hücre iskeleti, hücreye şekil verir ve destek sağlar.
Aynı zamanda hücre içi organizasyondan sorumludur. Biyologlar çok önceleri hücre iskeletinin varlığından
habersizdi. Sitoplazma içerisinde organellerin yüzdüğünü düşünüyorlardı. Araştırma ve görüntüleme tekniklerinin gelişmesi (elektron mikroskobu ve çeşitleri) sonucunda, hücrelerin daha kompleks yapılar olduğu ortaya konulmuştur. Bu yapılar sayesinde hücre şekli korunmakta ve hücre hareketi sağlanmaktadır.

Sentrozom hücre bölünmesinde görev alır.
Sentrozom, bir çift sentriolden oluşur. Sentrioller hücre bölünmesi sırasında çoğalıp, birer çift halinde hücrenin zıt kutuplarına geçerler. İğ ipliklerini çekerek kromozomların kutuplara hareketini sağlar. Olgun alyuvar, yumurta ve sinir hücrelerinde sentrozom bulunmaz. Bu hücrelerde bölünme de gerçekleşmez.
Yosun, eğrelti ve ginkgo dışındaki bitki hücrelerinde sentrozom bulunmaz.

OKUMA PARÇASI
Okula giderken her gün o makarna fabrikasının yanından geçerim. Biyoloji öğretmenimiz bugün bizi, o fabrikaya geziye götürecekmiş. Nereden çıktı şimdi bu gezi? Kim bilir bizi dönüşte hangi sorular bekliyor? En son hangi konuyu işlemiştik? Evet, hatırladım. Sitoplazma ve organeller! Bakalım ne çıkacak bu gezinin sonunda.

Arkadaşlarla beraber servise bindik, makarna fabrikasına doğru hareket ediyoruz. Kısa sürede ulaştık gideceğimiz yere. Bizi öncelikle kapıdaki güvenlik görevlileri karşıladı. Kapılar açıldı ve biz fabrika bahçesine girdik. Aa o da ne! Bahçede kocaman bir tanker fabrikaya yakıt bırakıyor. Önce bize fabrika bahçesindeki buğdayları depoladıkları büyük siloları gösterdiler. Demek ki tarlalardaki buğdaylar buraya geliyor. İçeride
ne kadar çok insan çalışıyor. Fabrika çalışanlarından biri bize gezi boyunca eşlik etti. Önce biz buğdayın nasıl irmiğe dönüştüğünü gördük. Buradan gittikçe buğday küçük parçalara ayrılıyor. En sonunda makarna hâline dönüşüyor. Bu makarnaların bu kadar çeşitli olduğunu bilmezdim: burgu, fiyonk, spagetti, ıspanaklısı, domateslisi. Hepsi ayrı bantlardan geçerek, paketlenip tartıldı. Aa o da ne! Standardın altındaki paketler
kenara ayrılıyor. Diğerleri depolanmak üzere istifleniyor ve depolara gönderiliyor.

Kapısında genel müdür yazan bir odadan bir bey çıkarak bize hoş geldiniz dedi. Bize refakat eden personele “Misafirlerimize ikramlarımız var. Onları yemekhaneye alalım.” dedi. Hep birlikte yemekhaneye ulaştık. Makarnaların enfes kokusunu ciğerlerimize doldurduk. Birazda midemize çalışalım. Bizim için hazırlanan soslu makarnaları afiyetle yedik. Enerji ile dolarak okula geldik. Sorular başlıyor galiba.

Öğretmenimiz “Arkadaşlar bugün gittiğimiz fabrikayı hücrelerimize benzetebilir miyiz?” dedi .

Hemen atıldım. “Tabii öğretmenim hatta fabrikanın bahçe duvarlarını hücre zarına, güvenlik görevlilerini hücre zarından giriş çıkışı denetleyen yapılara benzettim.” dedim. “Sitoplazma fabrikanın bahçesi olabilir mi?” Peki, siz yeri geldikçe organelleri fabrikadaki birimlerle özdeşleştirebilir misiniz?  Kapıda tanker görmüştük. Fabrikanın yakıtını taşıyordu. Bizim yakıtımız ne olabilir?

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

Color Posts