Radyoaktif Kirlilik

Radyoaktif kelimesi, yanma anlamın gelen  ‘’radyo’’ ile devamlı anlamına gelen ‘’aktif’’ kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşur.Kararsız atomlar etrafına çeşitli ışımalar yaparak kararlı hale geçmeye çalışır.Devamlı ışıma gerçekleştiği için kalıcı bir kirlilik oluşur.Bunu yaparken yayılan ışınlara radyasyon denir.

   Nükleer enerji santralleri ve nükleer silah tesisleri başlıca radyoaktif kirlilik yaratan kaynaklardır.Uranyum gibi elementler yaydıkları ışınlarla su, toprak ve canlılara zarar verir.Radyasyonlu hayvansal ürünler besin zinciri ile artarak insana ve diğer canlılara taşınır.,

   Radyoaktif ışınlar insan vücudundan ve birçok maddenin içinden geçebilir.Sadece toprak, kaya ve kurşunun içinden geçemez.Bu yüzden herhangi bir nükleer patlamada yer altına ve mağaralara sığınmak gerekir. Radyoaktif maddeler vücutla temas ettiğinde hücrelerde mutasyona ve kansere neden olur.

Başlıca radyoaktif özellik gösteren maddeler uranyum (U), toryum (Th), gibi maddelerdir.Bunların kullandığı nükleer enerji santralleri ve silah fabrikaları canlılar için tehlikelidir.Termik santrallerden elde edilen enerji yetersiz kalınca insanlar nükleer santralleri faaliyete geçirmiştir. Nükleer santraller çok büyük enerji kaynağıdır fakat bu santrallerin barındırdığı tehlikelere karşı güvenlik önlemleri mutlaka alınmalıdır.Radyoaktif kirliliğin olabileceği yerlerde dikkat işaretinin konulması zorunludur.

   1986’da Ukrayna’da meydana gelen Çernol Nükleer Santrali kazasında radyoaktif maddeler toprağa ve suya karışmış hatta bulutlar sayesinde başka ülkeleri de etkilemiştir.Bu kazadan Karadeniz Bölgesi,n de olumsuz etkilenmiştir.

Radyoaktif maddelerden korunmak için nükleer atıklar güvenli depolanmalı, santrallerde ferekli önlemler alınmalı, nükleer silah denemeleri engellenemli hastane gibi iş yerlerinde özel koruyucu elbiseler kullanılmalıi Güneş’in zararlı ışınlarının Dünya’ya gelmesini önleyen ozon tabakası korunmalıdır.