Biyoloji Performans- Solunum Sisteminin Sağlığını Tehdit Eden Hastalık, Zararlı Alışkanlıklar ve Çevresel Etkenler

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI
Solunum olayı dört aşamada gerçekleşir:

1-Atmosfer ile (solunum sisteminde havanın ulaşabildiği en son nokta) arasında havanın içe ve dışa akımı,


2-Kan arasında oksijen ve karbondioksit nakli,
3-kanda ve doku sıvılardaki oksijen ve karbondioksitin hücreler içine ve dışına taşınması,
4-Tüm bu işlemler ve solunumun diğer basamaklarının regülasyonu,
Akciğer genişlemesi ve daralmasında iki etken vardır;
1-Diyafram kasının kasılması ve gevşemesi ile göğüs kafesi hacminin arttırması ve azaltması,
2-Kaburgaların yükselmesi ve alçalmasıyla göğüs ön-arka çapının azalması ve çoğalması,
Sağlıklı erişkin bir erkek bir dakikada yaklaşık on iki defa nefes alır ve her defasında yaklaşık 500 cc hava solunum sistemine girer.Akciğerlerde kanın oksijenle teması aralıksız olarak sürer.Nefes verilen dönemde bile akciğerlerde bir miktar hava kalır ve bu hava ile oksijenasyon işlemi sürdürürlür.
Solunum sistemi hastalıklarının birçoğunda dolaşım sistemi de bazı patolojiler gösterebilir.Bu yüzden bu tür hastalıklara yaklaşırken kardiyovasküler sorun bulunup bulunmadığının sorgulamasında büyük yarar bulunmaktadır.

HASTALIK
TANIMLAMA
AKAPNİ
Kanda karbondioksit bulunmaması durumudur.Bazen hipokapni olarak da adlandırılır.
ALLERJİ
Bir antijen ya da allerjen tarafından tetiklenen ve vücudun savunma sistemi tarafından geliştirilen bir reaksiyon. Normalde vücuda zarar verme ihtimali olan yabancı maddelere karşı otomatik olarak oluşan bir olaydır.Fakat bazı durumlarda çok ileri boyutlarda reaksiyon gelişebilir ve vücut için riskli tablolar ile karşımıza çıkabilir.Basit cilt döküntülerinden , nefes borusunun aniden tıkanmasına kadar çok farklı tablolar geliştirebilir.
ASTMA BROCHIALE
Duyarlığı artmış hava yollarının herhangi bir etken ile geçici olarak yaygın daralmasıdır.Nöbetler halinde nefes darlığı atakları olur.alerjik olabileceği gibi , yıllar önce geçirilmiş bir akciğer enfeksiyonuna bağlı olarak da gelişebilir.
BRONŞİT
Akciğer bronşlarında viral ya da bakteriyel enfeksiyon sonucu gelişir.öksürük temel bulgudur.
KOAH
Bir yıl içinde en az üç ay süre ile ve birbirini izleyen iki veya daha fazla yıl devam eden kronik bronşit , aşırı yapımının sebep olduğu öksürük ve balgam çıkartmak ile karakterizedir.
PNOMONİ
Enfeksiyonlar , kimyasal ajanlar , alerji gibi sebepler oluşur.Aniden başlayan titreme , üşüme ve yüksek ateş vardır.Bulantı , kusma , halsizlik , iştahsızlık görülebilir.
PULMONER EMBOLİ
Ani nefes darlığı ile baslar. Göğüs ağrısı, kan tükürme olabilir.Akciğerlere giden ana damarın pıhtı ya da başka bir nedenden dolayı aniden tıkanması söz konusudur.
TÜBERKÜLOZ
Mikobakteriyum Tüberkülozis adı verilen mikroorganizma tarafından oluşturulur. Buluşma solunum, sindirim ya da direkt yolla temas sonucu olur. Öksürük, gece terlemesi, orta derecede balgam, iştahsızlık, anemi görülebilir.
VEREM
Tüberküloz


HAVA KİRLİLİĞİNİN ÇEVRE VE İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ
Hava kirliliğinin, başta insan sağlığı olmak üzere görüş mesafesi, materyaller, bitkiler ve hayvan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır. Katı yakıtlar ve akaryakıt gibi karbonlu maddelerin tam yanmamasından meydana gelen katı ve sıvı parçacıkların bir gaz karışımı olan duman, hava kirliliğinin bir çeşitlidir ve görüş uzaklığını azaltıcı bir etkiye sahiptir.

Hava kirliliğinin, sanatsal ve mimari yapılar üzerinde tahrip edici ve bozucu etkisi vardır. Bitkiler üzerinde ise öldürücü ve büyümelerini engelleyici olabilmektedir. Bu nedenle hava kirliliği hem canlıların sağlığı açısından, hem de ekonomik yönden zarar vericidir.

Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkileri, atmosferde yüksek miktardaki zararlı maddelerin solunması sonucu ortaya çıkar.

İnsanların sağlıklı ve rahat yaşayabilmesi için teneffüs edilen havanın mutlaka temiz olması gerekir. Havanın doğal yapısını bozan ve kirleten maddelerin başka bir deyişle kirli havanın solunması, özellikle akciğer dokularını tahrip edici ve öldürücü olabilmektedir.

Solunum yolu ile alınan hava içerisindeki parçacıklar ve duman, teneffüs esnasında yutulur ve akciğerlere kadar ulaşır
KARBON MONOKSİT ( CO )
Karbon monoksitin oksijen taşıma kapasitesini azaltması sonucunda kandaki oksijen yetersizliği nedeniyle kan damarlarının çeperleri, beyin kalp gibi hassas organ ve dokularda fonksiyon bozuklukları meydana gelir.

Kükürt Oksitler ( SOX )
Hava kirletici emisyonların en yaygın olanı kükürtdioksit (SO2) dir. Her yıl tonlarca SO2 çeşitli kaynaklardan yayınlanarak, atmosfere karışmaktadır.Kükürt dioksit ve atmosferdeki ürünleri irritan etki gösterirler. Solunan yüksek konsantrasyondaki kükürt dioksitin %95'i üst solunum yollarından absorbe olur. Bunun sonucu olarak, bronşit, anfizem ve diğer akciğer hastalık semptomları meydana gelir.

Azot Oksitler (NOX)
NOx’ in atmosferdeki bulunuşu yaklaşık olarak yarı yarıya taşıt egzosu ve sabit yakma tesislerinden dolayıdır. Bu gazlar atmosferde doğal gaz çevrimine girerek, nitrik asit (HNO3) oluşumuyla sonuçlanan zincirleme reaksiyonları tamamlarlar. Atmosferdeki HNO3 oluşumu ise asit yağışının oluşmasını etkiler. Son yıllarda Danimarka’ da yapılan bir araştırmayla amonyak buharlaşmasının güneş radyasyonuna maruz kaldığında atmosferdeki nitrik asit oluşumuna katkısının ihmal edilemeyecek boyutta olduğu belirlenmiştir. Yağmurun amonyum içeriği toprakta, su havzalarında ve göllerde nitrifikasyon yapan bakteriler ve oksijen sayesinde amonyum nitrit asite dönüştüğünde yağmurun asiditesini ayrıca 4 kat artırmaktadır. Azot dioksitin sağlık üzerine etkileri; çeşitli kesimlerdeki bireylere değişik konsantrasyonlar uygulanması ile tesbit edilmiştir. 3000-9400 μg/m3 konsantrasyonlarına 10-15 dakika süre ile maruziyet sonucunda; normal ve bronşitli kişilerde akciğer fonksiyon değişimleri gözlenmiştir.

POLENLERİN SOLUNUM SİSTEMİNE ETKİLERİ
Polen, tohumlu bitkinin erkek üreme organının bir parçasıdır. Rüzgârla ve böcekle taşınan polenler olarak ayrılırlar. Rüzgârla taşınan polenler daha alerjiktir. Alerjenik polenler çayır, ağaç ve yabani ot polenleridir. Her bitkinde polenizasyon dönemi farklılıklar gösterir. İklim ve bölgenin bitki örtüsü gibi birçok değişkenden etkilenmekle beraber, ağaç polenleri şubat-nisan, çayır polenleri mayıs-temmuz, yabani otların polenleriyse ağustos-ekim ayları arasında polenizasyon yaparlar.

Havada bulunan polen miktarı havanın durumuna ve saatlere göre değişiklik gösterir. Nemli ve yağmurlu havalarda polenler zemine çökeceğinden, atmosferdeki polen miktarı azalır. Kuru ve güneşli havalarda ise polen düzeyi artar. Gün içinde sabah 10 ile öğleden sonra 16 arası polen sayısı yine artış gösterir. Özellikle alerjik rinit semptomları polen miktarıyla korelâsyon gösterir. Çeşitli bölgelerde yapılan çalışmalarda polen miktarının duyarlılık gelişiminde önemli olduğu gösterilmiştir. Ülkemizde duyarlılık oranları %25 ile %62.5 arasında değişmektedir.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

Color Posts