Asitler, bazlar ve tuzlar da canlıların yapısında bulunan inorganik bileşiklerdendir.
Asitler ve Bazlar
İsveçli bilim insanı Svonte Arhenius tarafından 1884 yılında yapılan tanımına göre sudaki çözeltilerine H iyonu veren maddelere asit, OH iyonu veren maddelere ise baz (alkali) adı verilir. Örneğin aşağıdaki tepkimelere bakarak HCl'nin asit, NaOH'ın ise baz özellik gösterdiğini söyleyebiliriz.
Maddeler tarafından suya verilen H iyonu miktarı biliminsanları tarafından incelenerek pH cetveli veya skalası denilen bir değerlendirme ölçeği oluşturulmuştur (1909). Buna göre bir çözeltinin (suda çözünmüş maddenin) pH'ı bu çözeltinin H iyonu derişiminin eksi (-) logaritmasına eşittir. Örneğin litresinde 0,001 mol H iyonu bulunan çözeltinin pH değeri 3'tür. pH cetveli sayesinde sulu çözeltilerinde çok çok az miktarda H iyonu bulunan maddeleri tam sayılar şeklinde ifade ederek birbiri ile karşılaştırabiliyoruz. pH cetvelinde ifade edilen rakamların aralığı 1 ile14 arasındadır. Buna göre pH'ı 0 ile 7 arasında olan çözeltiler asidik, 7 ile 14 arasında olan çözeltiler bazik çözelti olarak isimlendirilir. pH'ı 7 olan çözeltilerde ise H iyonu ve OH iyonu miktarı birbirine eşittir, bu çözeltilere nötr çözeltiler denir.
Karşılaştığımız çözeltilerin asitlik derecelerini, yani pH'larını kolayca ölçebilmek amacıyla özel kimyasallarla işlemden geçirilmiş kağıtlar hazırlanmıştır. Bunların bazıları ile (örneğin turnusol kağıdı) herhangi bir çözeltinin aist mi baz mı olduğu kontrol edilebilirken (çözeltiye batırdığınız mavi turnusol kağıdı kırmızı renge dönüşüyorsa çözeltiniz asidik, kırmızı turnusol kağıdı mavi renge dönüşüyorsa çözeltiniz bazik demektir), daha farklı hazırlanan bazıları ile ise sadece asit mi baz mı olduğu değil, asitlik derecesi de kolaylıkla belirlenebilmektedir.
Günlük hayatımızda karşımıza çıkan pek çok madde asidik veya bazik özellik gösterir. Örneğin limon suyunun pH'ı 2.2, sirkenin 2.9, domates suyunun 4.2, kahvenin 5, sütün 6.5, tükürüğün 7.2, kanın 7.4'tür.
Asitlerin özellikleri:
Bazların özellikleri:
Evlerimizde sıklıkla kullandığımız şampuan ve sabunlar, diş macunlarının, kabartma tozlarının, yağ ve kireç çözücü temizlik malzemelerinin yapımında bazlar kullanılır.
Canlı vücudunda metabolik olayların işleyebilmesi için vücut içi sıvılardaki iyon miktarının önemi büyüktür. Bu nedenle biyolojik tepkimelerin gerçekleşebilmesi için ortamdaki pH değerinin belirli bir aralıkta olması gerekir.
Tuzlar
Asitlerin bazlarla tepkimeye girmesi sonucunda tuzlar oluşur. Nötrleşme tepkimesi olarak isimlendirilen bu tepkimede yan ürün olarak su da oluşur. Aşağıda bir nötrleşme tepkimesi gösterilmektedir.
Genellikle hücrede ve hücreler arası sıvılarda bulunan tuzlardan en önemli olanları kalsiyum, sodyum, potasyum ve magnezyum tuzlarıdır. Kalsiyum, sodyum ve potasyum tuzlarının kasların kasılmasında, enerji eldesinde, sinir uyartılarının iletilmesinde rolleri çok büyüktür. Bu nedenle vücut içerisindeki miktarları her zaman kontrol altında tutulur.
Tuzların özellikleri:
Yararlandığım kaynaklar:
http://w2.anadolu.edu.tr/aos/kitap/ehsm/1222/unite11.pdf
Asitler ve Bazlar
İsveçli bilim insanı Svonte Arhenius tarafından 1884 yılında yapılan tanımına göre sudaki çözeltilerine H iyonu veren maddelere asit, OH iyonu veren maddelere ise baz (alkali) adı verilir. Örneğin aşağıdaki tepkimelere bakarak HCl'nin asit, NaOH'ın ise baz özellik gösterdiğini söyleyebiliriz.
Maddeler tarafından suya verilen H iyonu miktarı biliminsanları tarafından incelenerek pH cetveli veya skalası denilen bir değerlendirme ölçeği oluşturulmuştur (1909). Buna göre bir çözeltinin (suda çözünmüş maddenin) pH'ı bu çözeltinin H iyonu derişiminin eksi (-) logaritmasına eşittir. Örneğin litresinde 0,001 mol H iyonu bulunan çözeltinin pH değeri 3'tür. pH cetveli sayesinde sulu çözeltilerinde çok çok az miktarda H iyonu bulunan maddeleri tam sayılar şeklinde ifade ederek birbiri ile karşılaştırabiliyoruz. pH cetvelinde ifade edilen rakamların aralığı 1 ile14 arasındadır. Buna göre pH'ı 0 ile 7 arasında olan çözeltiler asidik, 7 ile 14 arasında olan çözeltiler bazik çözelti olarak isimlendirilir. pH'ı 7 olan çözeltilerde ise H iyonu ve OH iyonu miktarı birbirine eşittir, bu çözeltilere nötr çözeltiler denir.
Karşılaştığımız çözeltilerin asitlik derecelerini, yani pH'larını kolayca ölçebilmek amacıyla özel kimyasallarla işlemden geçirilmiş kağıtlar hazırlanmıştır. Bunların bazıları ile (örneğin turnusol kağıdı) herhangi bir çözeltinin aist mi baz mı olduğu kontrol edilebilirken (çözeltiye batırdığınız mavi turnusol kağıdı kırmızı renge dönüşüyorsa çözeltiniz asidik, kırmızı turnusol kağıdı mavi renge dönüşüyorsa çözeltiniz bazik demektir), daha farklı hazırlanan bazıları ile ise sadece asit mi baz mı olduğu değil, asitlik derecesi de kolaylıkla belirlenebilmektedir.
Günlük hayatımızda karşımıza çıkan pek çok madde asidik veya bazik özellik gösterir. Örneğin limon suyunun pH'ı 2.2, sirkenin 2.9, domates suyunun 4.2, kahvenin 5, sütün 6.5, tükürüğün 7.2, kanın 7.4'tür.
Asitlerin özellikleri:
- Sulu çözeltilerinde H iyonu bulundururlar.
- Tadları ekşidir (çok zararlı olmaları nedeniyle asla tatlarına bakılmamalı, çıplak elle dokunulmamalı ve koklanmamalıdır).
- Sulu çözeltileri elektrik akımını iyi iletir.
- Metalleri aşındırır, yapılarını bozarlar ve tepkime sonunda H2 gazı oluştururlar.
- Bazlarla tepkimeye girdiklerinde tuz ve su oluştururlar.
Karıncada formik asit, sirkede asetik asit, elmada malik asit, zeytinyağında oleik asit, aspirinde asetil salisilik asit, limonda sitrik asit, yoğurtta laktik asit bulunur.
Bazların özellikleri:
- Sulu çözeltilerinde OH iyonu bulundururlar.
- Tadları acıdır ve elde kayganlık hissi uyandırır (çok zararlı olmaları nedeniyle asla tatlarına bakılmamalı, çıplak elle dokunulmamalı ve koklanmamalıdır).
- Asitlerle tepkimeye girdiklerinde tuz ve su oluştururlar.
- Sulu çözeltileri elektrik akımını iletir.
- Metallere etki etmezler. CO2 ile tepkimeye girerek karbonatlı bileşikler ve su oluştururlar.
Evlerimizde sıklıkla kullandığımız şampuan ve sabunlar, diş macunlarının, kabartma tozlarının, yağ ve kireç çözücü temizlik malzemelerinin yapımında bazlar kullanılır.
Canlı vücudunda metabolik olayların işleyebilmesi için vücut içi sıvılardaki iyon miktarının önemi büyüktür. Bu nedenle biyolojik tepkimelerin gerçekleşebilmesi için ortamdaki pH değerinin belirli bir aralıkta olması gerekir.
Tuzlar
Asitlerin bazlarla tepkimeye girmesi sonucunda tuzlar oluşur. Nötrleşme tepkimesi olarak isimlendirilen bu tepkimede yan ürün olarak su da oluşur. Aşağıda bir nötrleşme tepkimesi gösterilmektedir.
Genellikle hücrede ve hücreler arası sıvılarda bulunan tuzlardan en önemli olanları kalsiyum, sodyum, potasyum ve magnezyum tuzlarıdır. Kalsiyum, sodyum ve potasyum tuzlarının kasların kasılmasında, enerji eldesinde, sinir uyartılarının iletilmesinde rolleri çok büyüktür. Bu nedenle vücut içerisindeki miktarları her zaman kontrol altında tutulur.
Tuzların özellikleri:
- Katı ve kristal haldedirler.
- Çoğunluğu suda çözünür ve iyonlaşır.
- Katı haldeyken elektriği iletmezler, ancak sudaki çözeltileri elektriği iletir.
- Erime ve kaynama noktaları yüksektir.
Yararlandığım kaynaklar:
http://w2.anadolu.edu.tr/aos/kitap/ehsm/1222/unite11.pdf
Tags:
BİYOLOJİ KARIŞIK