Anlatımda başarı, işlenen konu, üslup kadar anlatıcının tavrı ile de doğru orantılıdır. Bir olay, bir durum karşısında kişinin takındığı davranışa tavır denir. Anlatıcı, konuyu işlerken öznel ya da nesnel, somut ya da soyut, doğrudan ya da dolaylı bir anlatım seçebilir. Dolayısıyla anlatımı, anlatıcının seçtiği bu tavır belirler.
Öznel anlatım: Kişiden kişiye değişen yargıların kullanıldığı anlatıma öznel anlatım denir.
Öznel anlatımda yargılar kanıtlanamaz. Çünkü söyleyenin beğenilerini, duygu ve yorumunu taşır. Öznel anlatım daha çok, edebî metinlerde kullanılır.
“Bu küçük ve şirin köy yaz aylarında kalabalıklaşır. İnsan burada adeta hayal aleminde yaşar” cümlesinde öznellik vardır. Burada “şirin” sözü ve hayal aleminde yaşamak" kişisel bir ifadedir. Bir başkası bu köyü “şirin” bulmayabilir. "Hayal aleminde yaşanacak" bir yer olarak görmeyebilir.
Nesnel anlatım: Kişiden kişiye değişmeyen yargıların kullanıldığı anlatıma nesnel anlatım denir. Nesnel anlatımda yargıların doğruluğu veya yanlışlığı kanıtlanabilir. Çünkü bu anlatımda söyleyenin beğenileri, duygu ve yorumu yer almaz. Nesnel anlatım bilimsel metinlerde kullanılır.
“Bu küçük köy yaz aylarında kalabalıklaşır.” cümlesinde ise nesnellik vardır. Cümlede kişisel duygu ve düşünceye yer verilmemiştir.
Doğrudan anlatım: Anlatıcının kendi gözlem ve deneyimlerine yer verdiği veya bir kişinin sözünde herhangi bir değişiklik yapmadan yaptığı aktarmaya doğrudan anlatım denir.
"Her gün sabah yedide otobüse binip işe gidiyorum." cümlesi doğrudan anlatıma bir örnek olduğu gibi
Okul müdürü: “Okullar 16 Haziranda tatile girecek.” dedi, cümlesi de doğrudan anlatıma bir örnektir. Çünkü yukarıdaki cümle, herhangi bir değişikliğe uğramadan aktarılmıştır.
Dolaylı anlatım: Anlatıcının, bir kişinin sözlerini, değişiklik yaparak aktarmasına veya duyduklarını, öğrendiklerini ifade etmesine dolaylı anlatım denir. Bu anlatımda kişi, aktaracağı sözde kendine göre söyleyiş değişikliği yapar.
“Milli Eğitim Bakanı, okulların haziranda tatile bir hafta geç gireceğini söylemiş.” cümlesinde ise dolaylı anlatım vardır. Cümlede bazı değişiklikler yapılmış (okulların, gireceğini) fakat cümlenin anlamında bir değişme olmamıştır.
Somut anlatım: Yazarın, okurun beş duyusuna seslenen bir anlatım kullanmasına somut anlatım denir. Somut anlatımla yazar, okurun daha çok görme, işitme, koklama, duyma ve tatma duyularına seslenir.
“Hademe okulun bahçesini süpürüyor.” cümlesinde gözlemler aktarılmıştır. Somut anlatımdır.
Soyut anlatım: Yazarın, duygu veya düşünceyi beş duyu ile algılanamayan kavramlardan hareketle anlatmasına ise soyut anlatım denir.
“Düğüne gelenlerin yüzlerinden sevinç ve neşe akıyordu..” cümlesinde duygular aktarıldığından soyut bir anlatım vardır.
Soyut bir sözcüğün anlam genişlemesi yoluyla somut bir anlam kazanmasınasomutlama; somut anlamlı bir sözcüğün anlam genişlemesiyle soyut anlam kazanmasına soyutlama denir.
Tags:
10.SINIF KONU ANLATIM