Kemosentez -10.Sınıf Biyoloji 1.Ünite-

Ekosistem, canlı ve cansız faktörleri içinde barındıran biyolojik bir ortamdır. Yaşam alanı, atmosferde doğa olaylarının meydana geldiği en alt tabakayla bazı mikroorganizmaların yaşadığı tahmin edilen okyanusların en derin bölgelerine kadar olan kısmı içine alır. Biyolojik olayların devam ettiği bu sınırlar arasındaki denizler,
göller, okyanuslar, nehirler, dağlar, kayalıklar, bitki örtüleri ve doğa olayları ekosistemin parçalarıdır.

Doğadaki tüm varlıklar bir hareket içerisindedir. Durağanmış gibi görünen dağlar, toprak parçaları, kayalıklar ve durgun sular aslında oldukça karmaşık ve hızlı bir şekilde kimyasal etkileşimlere eşlik etmektedir. Doğadaki bu hareketliliğin başında ise madde döngüsü ve bu döngüde baş rolü oynayan mikroorganizmalar
vardır.

Madde döngüsünün devamını sağlayan olaylardan biri de kemosentezdir. Bu bölümde klorofile sahip olmayan bazı ototrof canlıların organik madde sentezini nasıl gerçekleştirdiğini öğreneceğiz. Bazı canlıların güneş enerjisi yerine inorganik maddelerin oksidasyonu ile açığa çıkan kimyasal enerjiyi kullanarak organik
madde sentezlemesi olayına kemosentez denir. Azot, kükürt, demir, hidrojen bakterileri ve bazı arkeler gibi besinlerini kemosentezle üreten canlılara da kemoototrof canlılar denir.

Bazı kemoototrofların CO2'i indirgeme (organik bileşiğin yapısına katılması) yolu fotosentez yapan canlıların kullandığı metabolik yolla aynıdır. Bazıları ise farklı metabolik tepkimeler gerçekleştirir.
Kemosentez sırasında enerji

kaynağı olarak canlı türüne göre farklı inorganik maddeler kullanılabilir. Demir (Fe2+), nitrit (NO-2), nitrat (NO-3), hidrojen gazı (H2), hidrojen sülfür (H2S) ve sülfür (S2) kemoototrof canlıların kemosentezde kullandığı maddelerdendir.

Azot, tüm canlıların gereksinim duyduğu ana elementlerden biridir. Toprakta azot genellikle NH3 (amonyak), NH4+ (amonyum), NO2- (nitrit) ya da NO3- (nitrat) bileşikleri şeklinde bulunur. Fakat NH3 bitkiler ve diğer canlılar için emilime ve kullanıma uygun değildir. Yani azotun ya NO2- ya da NO3- bileşikleri hâlinde toprakta bulunması gerekir. Tam bu noktada bitkilerin imdadına Nitrosomonas adı verilen bir tür bakteri yetişir. Bu bakteri topraktaki amonyağı nitrite dönüştürür. Nitrobacter adı verilen diğer bakteri türü ise nitriti nitrata yükseltger. Bu sırada açığa çıkan elektronları ETS'den geçirir ve ATP üretir. Bu ATP'nin bir kısmını kullanarak CO2 ve H2O'yu glikoza dönüştürür. Kemosentetik bakteriler kemosentez ile kendi besinini üretirken azotlu bileşiklerin toprakta tutulmasını sağlar. Bitkiler de bu azotlu bileşikleri topraktan alarak kullanabilir.


Kükürt bakterileri de H2S gibi kükürtlü bileşikleri oksitleyerek kimyasal enerji elde eder ve tepkime sonunda açığa çıkan enerji CO2 ve H2O'yun glikoza dönüştürülmesinde kullanılır. Yukarıda iki farklı örneği verilen kemoototrof canlılar, güneş enerjisi yerine söz edilen kimyasal maddelerin oksidasyonu ile enerji üreterek bu enerjiyi besin yapımında kullanırlar. Aynı zamanda da doğadaki biyolojik dengenin korunmasında etkili olurlar.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

Color Posts